Ben, salt düşünme gereksinmemi gidermek, insanoğlunun yaşama yeteneğinin yirmide birini ortaya koymak için değil, pek doğal olarak, yaşama gücümün tümünü seferber ederek yaşamak istiyorum.
Karmaşık ve yeraşırı kimliklerin dünyasında, aidiyetleri o aidiyetleri temsil eden biçimlerle anlatma alışkanlığı mimarların unutmak zorunda oldukları köhne yaklaşımlardan biri daha.
Eskinin özgül değeri yoktur. Ona atfedilmiş yeni değerler vardır.
Bunun farkına varmak ne sağlar?
Değişim, yıkarak yapmaktır. Geçmişte mevcut ve geçerli olanların ortadan kalkması veya geçersizleşmesiyle gerçekleşir. Bunun anlamı, dünyanın her gün bir tabula rasa'dan hareketle yeniden kurulduğu demek değil. Aksine, yeni daima eski üzerinde kurulur, ama onu aşındıra aşındır, deforme ede ede, başka bir şey kıla kıla, çarpıtarak... Eski hiç ölmez, ama o denli çarpıtılmış, o denli başkalaşmıştır ki, eskiliğini sadece uzmanlar fark edebilir.