Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Canan Kurt

168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hepimizin Hikayesi
Kendinizden, içinizden, içimizden kısaca bizden bir şeyler okumak istiyorsanız Şermin Yaşar orada baş köşeye geçmelidir. Yine o güzel diliyle, o güzel anlatımıyla, sıcacık öyküleriyle son kitabında da kendini göstermiş ve de kalbimi fethetmiştir. Bu güzel öykü kitabıyla gördüklerimizi, yaşadıklarımızı, insana dair ne varsa en içten ifadelerle sayfalara aksettirmiş ve bir solukta okunan kitaplarının arasına birini daha eklemiştir. Hem güldüren hem hüzünlendiren ama en önemlisi gerçek hissettiren hikayelerini çok seveceksiniz. Şermin Yaşar okuyun; kendinizden çok şey bulmak, kendinizi bulabilmek adına okuyun.
Kalk Yerine Yat
Kalk Yerine YatŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20214,142 okunma
Reklam
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Sevginin Dili
Tadı damakta kalan yemekler gibi tadı damağımda kalan bir İclal Aydın kitabı daha…İnsan duygusunu en samimi, en hissettiren, en akıcı şekilde veren yazarların başında geliyor artık benim için İclal Aydın. Okuduğum tüm kitaplarında anlattığı olayların bir parçası gibi hissetmek, kitaplardaki karakterleri çevremden bir insanmış gibi düşlemek, yaşanan tüm duyguları kendim yaşamışım gibi algılamak çok olağan oldu. Anlatımının sıcaklığı, duygusallığı aynı zamanda gerçekliği sizi alıp bambaşka diyarlara götürebiliyor. Her satır arasında sorgulamalar yapmanıza sebep olabiliyor. Üstelik bu kitapları romantik diye adlandırmak isterken içine serpiştirdiği tarihi olaylarla, psikolojik olgularla bambaşka bir harmanın neticesi olduğunu anlıyor ve tek bir türe indirgemenin yanlış olduğunu kavrıyorsunuz. İclal Aydın ''Söylenmemiş Sözler'' ile insanın yaşamına dair çok şey söylüyor. Yine iyi ki okudum, dediğim kitaplardan biri oldu. Kalemine sağlık. Kesinlikle tavsiyedir.
Söylenmemiş Sözler
Söylenmemiş Sözlerİclal Aydın · Artemis Yayınları · 20211,690 okunma
375 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
48 günde okudu
Yolculukların Kitabı
Tarihe bir yolculuk yapmak istiyorsanız Amin Maalouf kitapları birebir diyebilirim. Okuduğum ikinci, kendisinin yazdığı bu ilk romanıyla görüyorum ki bu işi oldukça iyi yapıyor. Daha önce Semerkant'ıyla İran'a yaptığım yolculuğu bu sefer Endülüs, Fas, Mısır, Tunus, İtalya gibi ülkelere yaptım hem de 1500'lü zamanlardaki hâllerine olacak şekilde. Çıktığım yolculuğun başları biraz sıkıcıydı yani kitabın başlarında konuya girişim, konuyu algılayışım kolay olmadı ancak kitap ilerledikçe akış hızlandı ve kitaptan aldığım haz da arttı. Başkahraman Hasan'ın farklı kültürlere olan seyahatine şahitliğim, o dönemde yaşananların içinde kendimi hissedişim açısından kitabın gücü oldukça iyi. Aynı zamanda burada yazarın bilgi birikiminin büyüklüğünün de takdire şayan olduğunu belirtmek isterim. Kısacası her ne kadar ilk okuduğum Semerkant kadar başarılı olamasa da ayrıca okunması çok kolay olmasa da bu kitap okunmayı kesinlikle hak ediyor. Özellikle tarih sevenlerin, tarihe farklı açılardan bakmak isteyenlerin okuması gerekiyor. Sevdiklerim arasında yerini almıştır.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
368 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kardeşimin Mezarı
İnsanı içine çeken, elden bırakmak istenilmeyen, bir çırpıda biten kitapları çok seviyorum. Polisiye tarzındaki kitaplar bunu çoğunlukla gerçekleştiriyor. Belki edebi yönleri çok güçlü olmuyor, anlatımları basit kaçabiliyor ancak ara ara insanın kendini rahatlatmak, okuma zevkini artırmak için böyle kitaplara ihtiyacı oluyor. Adeta bir aksiyon filmi izler gibi okuduğumuz kitapların kendi içinde bir kıymeti vardır bende. Farklı bir tat sağlarlar okumalarıma. Belki adından belki ön yargılardan çok büyük beklentilerle başlamadığım bu kitap da bu tadı fazlasıyla sağladı. Beklentimin üzerinde çıkan olay örgüsü ve sürprizleriyle, sonlarda yaşattığı heyecanı ile, hiç sıkmadan akan okunuşu ile ve kendi tarzını yansıtıcı özelliği ile gayet keyifli bir kitaptı. Bu türe ilgi duyanlar bence severek okuyacaktırlar.
Kardeşimin Mezarı
Kardeşimin MezarıRobert Dugoni · Altın Kitaplar · 2015248 okunma
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kurt Kanunu
İnsanoğlunun kendinden başka kimseyi düşünmediğini ve ne kadar acımasız olabileceğini gösteren kitaplardan biri daha. Doğaya hakim olma çabası, doğayı katlediş; doğadaki hayvanın, bitkinin doğalına hükmedişin bütün çirkinliği sergileniyor bu kitapta. Bu düşüncesizliğin aynı zamanda kendine de ne kadar zarar vereceğini bilmeden günlük çıkarlar uğruna pervasızca gerçekleştiriliyor oluşu acı neticeler çıkarıyor karşımıza. Aslında kitap başta farklı farklı cereyan eden olayları ele alıyor gibi görünse de sonlara doğru hepsini ortak bir noktada birleştiriyor ve o birleşimde okuyanın kalbinin acımaması çok güç. Kitabın içinde birçok ele alınmış konu -inanç, kader, siyaset, bozkır yaşamı, ekonomi, iyi ile kötünün savaşı, kaçakçılık, yaban hayatı vb.- olsa da beni en çok etkileyen bencille alınan kararların masum yaşamları yok edişteki etkisinin büyüklüğü oldu. Aytmatov her zaman severek okuduğum bir yazar olmuştur ve bu kitapla sevgimi daha da artırmıştır. Seçtiği konuların güzelliğinin yanında kendine has anlatım tarzının çekiciliğiyle birlikte yine okuduğuma pişman olmadığım bir kitabı sunmuştur bizlere. Teşekkürler.
Dişi Kurdun Rüyaları
Dişi Kurdun RüyalarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20236,9bin okunma
Reklam
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Deniz’in Nefesi
Toplumsal konuları en iyi işleyen yazarlardan biri olan Zülfü Livaneli yine çok beğenerek okuduğum bir yapıt koymuş ortaya. Kitap, kısa gibi görünebilir ama içinde atlattıkları uzun uzun düşünmeye bir kez daha dünyada olanları sorgulamaya yönlendiriyor insanı. Göçmen sorununu, doğaya yapılan talanı,insan acımasızlığını ve doyumsuzluğunu anlatırken aynı zamanda deniz insanının hayatını da okura yaşatarak anlatıyor. Hele ki ana karakterlerin psikolojisini yansıtma durumu oldukça ustaca. Acıları hissettirip acındırmadan yapılan anlatım oldukça hoş. Üstelik kitaptaki kadın algısı da bir o kadar güzel. Kısaca severek okunacak, insani duygulara hitap edecek güzel bir kitap...
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,7bin okunma
318 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Semerkant Yazması
Doğu'nun en mistik ülkelerinden birine, komşu İran'a, güzel bir yolculuk hem de efsane olmuş Titanic ile gerçekleşen bir yolculuk... Bu yolculuk sizi nerelere götürmüyor ki? İsfahan, Tebriz, Tahran, Nişabur, Kum, Zarganda, Rey kısaca İran'ın özel şehirleri ve tabii ki kitabın adını aldığı Semerkant...Kitap sizi bu şehirlerde gezdirirken İran tarihine şahit olmanızı da sağlıyor, İran geçmişini size yaşatıyor. Ancak kitabın en vurucu yanı o toprakların çıkarmış olduğu üç önemli tarihi ismin yaşamını sizlere sunması: Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve de Hasan Sabbah. Bu büyük isimlerin bir araya gelişi, tarih sahnesindeki yerleri ve birbirlerinden ayrı düşüşleri kitabın ana konularından biri. Edebiyat, tarih, siyaset harmanı; kitabın göze çarpan en büyük özelliği. Semerkant, uzun bir Doğu seyahati yapmak isteyenlerin okuması gereken bir kitap bence. Ayrıca yine o coğrafyayı konu edinmiş 'Alamut: Fedailerin Kalesi' romanının bir tamamlayıcı unsuru olması açısından da önemli bir yere sahip. Ya da o, bu kitabın tamamlayıcısıdır, bilemiyorum. İkisi de okunup tam bir çıkarım yapılabilir. Kısaca batıp giden şaheserlere tanıklık için bu yolculuğa çıkılmalıdır.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,6bin okunma
420 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Dahası Var
Yine oldukça sarsıcı bir kitabı bitirmiş olmanın sarsıntısı içerisindeyim. Hakan Günday'ın okumuş olduğum bu üçüncü kitabından sonra anlıyorum ki bu yazarın kitaplarını okurken dehşete kapılmamak mümkün olmayacak. Kitabın insana hissettirdiklerini anlatabileceğimi pek sanmıyorum. Yalnızca okunduğunda yaşanacak duygular kitap boyunca üzerinize işliyor. Nasıl yapıyor bilmiyorum ama acıyı, acımasızlığı, üzüntüyü, hüznü, kızgınlığı, vicdan hesabını öyle bir hissettiriyor ki kitabı okurken hem rahatsız oluyorsunuz hem de o kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Kitabın içeriği yine bir insan gerçeğini, yine bir insan dramını barındırıyor. Bu dramı bu sefer küçük bir adamın psikolojik gelgitleri ile harmanlayıp derinde insanın içini yüzeyde dünyanın halini birbirine geçirerek veriyor. Dili her zamanki gibi akıcı fakat ara ara rahatsız eden argo ve küfürler barındırsa da yazarın üslubunun genel parçası hâline geldiğinden onlara fazla takılı kalmıyorsunuz. Zaten kitabın anlattıklarına yönelik hissettiğiniz rahatsızlığın yanında o bir hiç oluyor. Netice de yine bir Hakan Günday romanı yine bir sarsılan okuyucu olarak sona ulaşıyorsunuz. Ancak sonunu getirmiş olsanız da kitaptan kopmanız çok mümkün olmuyor.
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,7bin okunma
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Az Çoktan Fazla
Kabus gibi bir kitaptı. Hayatın içidekileri tüm gerçekliği ile gösteren bir kabus. Okurken rahatsız olmamak, hayattan ve insanlardan iğrenmemek, nasıl bir dünyada yaşıyoruz diye sorgulamamak mümkün değildi. Bu kitapla ilgili nasıl yorum yapacağımı bilemedim. Ama yorum yapmadan da duramazdım bunu biliyorum. Kitabı okurken çoğu zaman her şeyin bu kadar açık açık anlatılması gerekli miydi diye düşündüm fakat sonra her şey, bu kadar açık açık yaşatılıyorsa herhalde anlatılır da demekten geri duramadım. Bu kitapta insanlığın yarası olan birçok konuyu görebilirsiniz hatta sanki kendiniz yaşıyormuş gibi hissedebilir ve çoğu zaman da iyi ki yaşamıyorum diye kendinizi şükrederken bulabilirsiniz. Ama sizin yaşamaktan dahi korktuğunuz şeyleri yaşayan birilerinin olduğunu bilmek, onların yaşamına şahit olmak başka bir korku yaratıyor orası ayrı. Kitapla ilgili en büyük eleştirim anlattığı gerçekler arasına katılmış çok fazla tesadüfi durumların olması, bu biraz fazla geldi. Ancak bilemiyorum belki de hayat tesadüflerden ibarettir. Kısaca kitap kötü çok kötü. Ama içeriği veya üslubuyla yani yazarın sözcük seçimi veya konuyu ele alış biçimiyle ilgili değil bu kötülük; anlatılanların var olması, yaşanıyor olmasıyla kötü. Bu kitap okunmalı ya da bilemiyorum okunmamalı. Bu tamamen sizin hayata AZ da olsa tanık olma isteğinizle ilgili olabilir.
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,3bin okunma
129 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Teftiş Gerek Azizim
Farklı zamanlar aynı durumlar... İnsanın işini doğru yapması, dürüst yapması, etik değerlere uygun yapması ne kadar önemli. Ancak görüyoruz ki toplumların her noktasında rüşvet, adam kayırma, görevini kötüye kullanma almış başını gidiyor. Üstelik bu iş dün, bugün, yarın işi de değil; hep oluyor, her dönem kendini gösteriyor. Toplumun bu bozuk tarafının bir şekilde düzeltilmesi gerekirken ne yazık ki günden güne daha da beter hâle getiriliyor. Gogol neredeyse iki asır önce bu yaraya ‘Müfettiş’i ile parmak basmış. Üstelik bunu mizahi ögelerler öyle güzel işlemiş ki okurken çokça gülümsüyor, çokça keyif alıyorsunuz ne var ki bir yandan da bürokrasilerdeki aymazlığı çok net görüyorsunuz. Birbiri arkasından iş çevirenler, statü karşında ezik davranışlar sergileyenler, rüşveti bir numaralı kurtarıcı görenler eser içerisine güzelce serpiştirilmiş. Onların varlığı ve takındıkları tavır ile yazar gizli eleştirisini okuyucuya oldukça başarılı bir şekilde yansıtmış. Sonuç olarak bu kitap, sayfa sayısı ve akışı kısa gibi görünse de insana çok şey anlatıyor. Okunmalı, diye düşünmekteyim.
Müfettiş
MüfettişNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,890 okunma
Reklam
456 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Zaferle Taçlanan Son Bir Cüret
Tarihin gördüğü en büyük başarılardan biri olan Kurtuluş Savaşı’nı, milli mücadelemizi, kesinlikle en iyi anlatan kitaplardan biri. Yazarın akıcı dili sayfalar arasında kaybolmanızı, mücadelelerin geçtiği yerlere gidip orada yaşamanızı sağlıyor adeta. Yani kitabı okurken yaşıyorsunuz. Kitap milli mücadelenin bu zamana kadar anlatılmış, bilinen yönlerine yer vermekle birlikte bilmediğimiz veya unuttuğumuz birçok yönüne de yer veriyor; o tarihi süreçteki pek çok kahramanlığı, cesareti, fedakarlığı aynı zamanda aymazlığı ve ihanetleri de bünyesinde barındırıyor. Tabii diğer taraftan işgalci güçlerin yerli halka yaptığı eziyetleri de tüm açıklığıyla anlatıyor, insanın ne kadar alçalabileceğini gösteriyor. O yapılanlara maalesef ki akıl ermiyor. Kısaca bu kitap tüm milli mücadele gerçeğini önünüze seriyor. Bu ülke adına savaşmış niye fedakar isme hayranlığınız artarken tabiri caizse kendi ülkesini satan kişilere karşı da kızgınlığınız o kadar artıyor ve bir kez daha bütün o yalnız kalınmışlığın içinde işgal edilmiş toprakları vatan yapan kahramanlara minnet duyuyor, teşekkürü borç biliyorsunuz. Bir kez daha teşekkürler. Etkisinden çıkmamın zaman alacağı bu kitap ülkemin her vatandaşına tavsiyemdir. Mutlaka okusun.
Son Cüret
Son CüretYılmaz Özdil · Sia Kitap · 20202,961 okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gerçekten Boş mu Dünya?
Ünlü TV programı ‘Çok Gezenti’den tanıdığımız programın yapımcısı ve sunucusu gazeteci-yazar Burak Akkul’un aynı ismi taşıyan 2. kitabını da tıpkı programlarını izlediğim ve birinci kitabını okuduğum gibi zevkle okuyup bitirdim. Özellikle gezmeye bayılan, bu konuya ilgisi olan, ülke-şehir tanımaktan kıvanç duyan ve tabii ki gezi yazısı okumayı sevenlerin çok beğenerek okuyacağı bir kitap ‘Çok Gezenti Boş Dünya’ kitabı. Adından da anlaşılacağı gibi yazarın gidip gördüğü yerlerin özelliklerini, güzelliklerini kendi şahsına has bir üslupla anlattığı, samimi bir havanın hakim olduğu bu kitap size bir çok şehre dair müthiş bilgiler sunuyor üstelik bunu aşırı akıcı bir havada yapıyor. Bu kitabın tabii ilk kitaptan biraz farkı da var. Yazarın genel anlamda eğlenceli tutumunun yanında bu kitapta yaşadığı koronavirüs serüveninin kendi üstünde yarattığı duygu durumunu da sayfalar arasına serpmesi kitaba farklı bir soluk katmış. Yer yer deneme havasına bürünen yazılar sizi farklı bir dünyaya götürebiliyor. Ancak Burak Akkul yine de kendine özgü o sıcak üslubunu kitabının genelinde sizlerle paylaşmayı bilmiş. Hem genel kültürünüzü arttıracak yapısıyla hem kısmen duygulandırıp çoğunlukla gülümseten anlatımıyla beğenilerek okunacak kitaplar arasında hak ederek yerini alır.
Çok Gezenti Boş Dünya
Çok Gezenti Boş DünyaBurak Akkul · Hürriyet Kitap · 202042 okunma
325 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Zeka Bir Nimet midir, Bir Ceza mıdır?
İyi ki okudum, dediğim ama okurken beni bir o kadar üzen çoğunlukla da sorgulatan bir kitap. Kitabın güzelliğini nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Charlie, kendisiyle derin bağlar kuracağınız zeka geriliği olan bir bireydir. Özel bir deneye katılır ve bir ameliyat olur. Bu deneyden sonra zekasıyla ilgili gelişmeler yaşamaya başlar. Günden güne onda meydana gelen değişimleri kendi tuttuğu raporlarla görmekte her anına şahit olmaktayız bununla birlikte zekasında olan değişimler geçmiş anılarını da zihnine getirmektedir. Bu anılar küçüklüğünde yaşadığı korku, gerilim, yalnızlık hissi ve dünyayı anlama çabalarıyla doludur. Anılarının çoğunda aynı zamanda ailesini de barındırır. Engelli bir çocuğa sahip olmanın ve ona karşı nasıl davranması gerektiğini bilmeyen bir ailedir bu aile. Özellikle anne şefkatini çocuğuna yansıtamamış, onu bir baş belası olarak gören bir annenin varlığı yer yer sizi sinirlendirmeye ve kendinizi Charlie’ye üzülürken bulmaya yöneltecektir. Çocuğuna yaklaşımında büyük sıkıntılar göreceğiniz bu kadınlardan, bu annelerden dünyada olmasın diye dua ederken bulacaksınız kendinizi. Ama maalesef o tür insan dünyada çok fazla. Kitap sayfalar ilerledikçe hem ‘ne olacak?’ merakını size yaşatıp hadi bir an önce neticeye geleyim hem de sona çok yaklaştım daha bitmesin diyeceğiniz türden bir ikilem de yaratmıyor değil. Kısaca çok keyif alarak okuduğum aynı zamanda alttan alta vermeye çalıştığı mesajla fazlaca düşünmemi sağlayan, gayet hoş bir anlatıma sahip, güzel bir kitaptı. Kesinlikle tavsiye edilir.
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201515bin okunma
656 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Lontano’nun Ruhu
‘Onlar ölümsüzlüğün sırrına vakıf olanlardı. İntikam hissi ile yanıp tutuşan, kötülüğün öncüleriydi. Zamanın ve mekanın ötesine geçebilenlerdi. Afrika’nın derinliklerinden getirdikleri kara büyüleriyle aklın sınırlarını aşanlardı.’ En sevdiğim poliseye yazarlarından Jean-Christophe Grange’ bu türün ne kadar büyük bir yazarı olduğunu yine göstermiş. Kara Kıta’nın mistik havasını, izlerini, inanışını kısaca ruhunu Fransa’ya taşıyarak okuyanı oradan oraya sürüklemekte. Yer yer mide bulantısına sebep olabilecek seri cinayetler ve bu cinayetlerin nedeni, açıklanma serüveni soluk soluğa bir okuma sağlıyor. Kitap bir taraftan insan vahşetini ortaya koyarken bir taraftan aile içi dinamizme de göndermeler yapıyor; her birinin ayrı ayrı sıkıntıları olan Morvan ailesinin cinayetlerle keşişen hayatı merakı en son safhada tutmayı sağlayan durumlardan birisi. Bu kitap aynı zamanda birçok konuda okuruna bilgiler sunmakta. Bunların derin bir araştırma neticesinde olduğu çok açık. Grange’ın eserlerini ortaya çıkarırken oluşturduğu yaratıcılık da yine kendini göstermekte. Ve tabii ki sonunun 2. kitaba bağlanacak şekilde bitirilişi insana ‘heyecan devam edecek’ algısını yaratıyor. Bu türü seven herkese tavsiyemdir.
Lontano
LontanoJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20163,966 okunma
230 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Ben Orada Değildim...
Önce 'Leyla ile Mecnun' şimdi de 'Ben Orada Değildim' Burak Aksak'ın severek okuduğum güzel kitapları... İnsanı zorlamadan bir çırpıda okunan kitaplar kategorisinde yerlerini aldılar. Okurken içindeki öykülerle yer yer hüzünlendiren fakat çoğu zaman insanın yüzünde tebessüm bıraktıran 'Ben Orada Değildim' tam anlamıyla yaşamın içinden çıkmış gibi. Dilinin sadeliği, hikâyelerin sahiciliği, yazarının mizahi yönüyle harmanlanınca zevkli bir eser haline gelmiş. Sayfaların akıp gittiği, her yeni öykünün kendine has bir tadı sergilediği bu kitap kendini yormadan okuma yapmak isteyen herkese tavsiye edilebilecek kitaplar grubuna dahil olabilir.
Ben Orada Değildim
Ben Orada DeğildimBurak Aksak · Küsurat Yayınları · 20192,067 okunma
496 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
‘’Majesteleri Federer’’
Tenis dünyasının gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden biri belki de en büyük ismi diye anılan İsviçreli dahi tenişçi Roger Federer’in biyografisi tarzındaki eser onu yakından tanımak isteyenler için bir başucu kitabı olabilecek seviyede. Kitap Federer’in çocukluğundan başlayıp adım adım tenis dünyasında aldığı yolu, kendini geliştirişini, bunları yaparken aynı zamanda nasıl bir duygu durumundan geçtiğini okurlara akıcı bir şekilde sunmakta. Kitapta yalnız Federer’in yaşamı değil aynı zamanda çağdaşı olan birçok tenisçinin adı da geçmekte üstelik bu yapıtta onların yaşamından da kesitler sunulmakta. En önemlisi yakın çağın en değerli raketleri arasındaki müthiş rekabeti okurlara canlı canlı hissettirmekte. Spor sevenlerin, sporun içinde tenisi bir ayrı sevenlerin ama en önemlisi Federer gibi efsane olmuş bir tenişçisi sevenlerin okuması gereken bir kitap diye düşünmekteyim.
Federer
FedererChris Bowers · Martı yayınları · 201540 okunma