Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen Herkesin perde perde çekildiği bir akşam Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun Ağzında eriklerin aceleci tadı Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun. Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor Aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı Bir kadının eksildikçe ömrüme eklenen Uzun gecelerini, solgun gövdesini öpüyorsun. Uzak dağ köylerine vuran ay ışığı Kerpiçlerden saraylar kuruyor yoksulluğa Ne suların ibrişimi ne gökyüzü ne rüzgâr Sen bende gittikçe kararan bir halkı öpüyorsun.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Hiç Bir insanı unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insanı hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mı hiç? Hani ölmüş gibi, hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi, her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi. Ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek, ama ölmüş gibi ulaşılmaz
Reklam
Bir çocuğun dondurma külahı kırılınca çıt diye bir ses çıkar, dondurması yere düşer. Gözleri dolan çocuğun aynı sesle kalbi kırılmıştır aslında, o sesin birazı da kalbinden çıkmıştır. Kalbim o miniğin kalbi kadar kırık, kırgın..
Toprağında Sırılsıklam...
Sordu, nasılsın?? Fiziken; iyi, ruhen; "kül eviydi"... İç çekti, Derin bir son nefes daha çekti; içine... Tütün sarılır ya hani... Parmakları sararmıştı tütünden Tek nefeslik miydi bu cigaralar?
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
hiç söylenmemiş sözler söylemeliyim el değmemiş,duru sözler sevdiğim için sevdiğim! şehir giysilerini kıskanır ve bu yüzden bürünür geceyi güneş gözlerinden beslenir ve saçlarını kollar görmek için. sensizken şehrim, boş meydanlarında yürüdüm kalın puntolarla iri laflar ettim öfkemi saldım iri dişli postallar üzerine. sevdiğim! Vera.. hangi çocuğu
Reklam
Çocuklarımıza Miras
Bir dergiye röportaj sorusu cevaplıyorum. Daha önce de sorulmuştu aynı soru birkaç kez, yine aynı cevabı vermiştim. Hadi sizinle de paylaşayım. Soru şu: "Sizin için çocuğun geleceğine yatırım yapmak nedir?" Cevap: Yavrularım şimdiden affetsin, öyle bankada para, ev, araba vs. bırakamayacağım. Öyle bir hayatımız yok. Bizim milletin en
ANNEYİ ÖLDÜRMEK SURETİYLE KARISINA DERS VERMEK
Qingshan komününde dört kişilik bir aile yaşıyordu: Anne Wang, oğul Wang, karısı Tarçın Çiçeği ve küçük oğulları. Bay Wang, bölgenin tarım makineleri fabrikasında çalışıyordu. Anne Wang ile gelini Tarçın çiçeği arasındaki ilişkiler, havadaki pozitif ve negatif elektrik yükleri arasındaki ilişkiye benziyordu. Bir araya geldiklerinde şimşekler
Sessiz Çığlık
Bütün seslerin gökyüzünde toplanacağını düşünsek, Dünya'nın her köşesinden her an acı bir ses asılır gök Kubbe'ye. O ses; Gece uykusunu tam alamayanların şikayeti değildir.. Oyuncağı kırıldığı için saatlerce ağlayan bir çocuğun, Birkaç saat aç kalanların müşkül sesi değildir ! O ses; Ailesinin üzerine bomba düşme korkusuyla uyuyamayan
KARANFİL KIZ
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış. Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikâyetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen haftasonları bile geç saatlere kadar çalışır,
Reklam
Bugün Bayram
Bugün bayram Neşe ile doluyor yürekler Parfüm kolonya tütüyor  Evlerden cadeelere Mis kokulu çicekler gibi Bugün bayram Jilet gibi derler Kıyafetler jilet gibi
2019 İnsanın genç iken gençliğine bakıp gözleri dolar mı? Benim doluyor. İnsanlardan kaçıp kitaplara sığındığım, o güvende hissettiğim uzun yıllar. Sonra gülmeyi öğrendiğim, içi cıvıl cıvıl, gülücük saçıp en kötü insana bile güzelliğin geçebileceğine inanan ben. Köşesine çekildiği o kuytulardan cıkıp dünyanın düzeniyle tanışan ben. Çok sevdim gülümsemeyi; yeni yürümeyi öğrenmiş bir çocuk gibi. Peki sonra ne oldu? Düştüm... Peki nasıl biri olmak kaldı bana? Dışım ne olursa olsun gülümsemeyi asla bırakmayan, sağlam duruşlu, başı dik ve inatçı... İçim, yüreğim, inancım onlarda sessizce hüzünlü. Bir çocuğun ağlayışını izler gibi izliyorum içinde kanayan yaraları. İnanmıştın! İnsanlığın güzellikten, iyilikten anlayacağına. Bunun böyle olduğunu öğrenecek kadar büyümeni istemezdim.
Yine De İyimserlik
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
kardeşim sonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın bana uçak sağ salim inebilsin meydana doktor gülerek çıksın ameliyattan kör çocuğun açılsın gözleri delikanlı kurtarılsın kurşuna dizilirken birbirine kavuşsun yavuklular düğün dernek yapılsın hem de susuzluk da suya kavuşsun ekmek de hürriyete kardeşim sonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın bana onların dediği çıkacak eninde de sonunda da...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.