Sa‘dî-yi Şîrâzî anlatıyor: “Bir gün bir gemiye bindim, gidiyorum. Benimle berâber ümerâlar da var. Seyâhat hâlindeyken gemide bulunan çocuklardan biri ağlamaya başladı. O emîrlerden biri, etba‘ ve hükemâsına çocuğu susturmalarını emr etti. Ne yaptılarsa çocuğu susturamadılar.
Bu konuda çâresiz kaldılar. Dedim ki: ‘Ben bu çocuğu susturabilirim.’