Çalışmaya dönün diye seslendi ustabaşı. Tanrıların çağrısını duymuş gibi irkildik hep birlikte ve beş saat boyunca ara vermeden çalışmak için yeniden sorumlusu bulunduğumuz makinelerin başına geçtik. nefes kesici derecede güzel bir hatunu düşünerek çalışmayı alışkanlık haline getirmiştim. Böylece mesai denilen ve birbiri ardına sıkıcı saatler
Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Namazı
"Nebiler Sultanı'nın güzel vasıflarını, hiç durmadan devamlı olarak şerh etsem, yüzlerce kıyamet geçer de yine bitmez." Mevlâna Kuddise Sirrûh Sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hiç günahı olmadığı halde, gündüzleri; devlet, millet ve din işlerini yürütüyor, geceleri mübarek ayakları şişinceye kadar namaz kılmakla
Reklam
Mina Urgan'ın gözüyle Sait Faik'in aşk hayatı
Sait Faik’i 1940’ta Nurullah Ataç sayesinde tanıdım. Benim gibi Büyükadalı olan Nurullah Beyle, iskeleye inen yolun sağındaki kahvede otururken, Burgaz’a gidip Sait Faik’i görmemizi önerdi. “O da kim?” diye sordum. “Türkiye’nin en iyi hikâye yazarı” dedi. Daha sonraları Sait Faik’i okur okumaz, bunun ne denli doğru olduğunu anladım.
“Kokunun da bir kalbi, hasleti var”
“Sabah kokularla uğraşırken, en sevdiğim “Amber” kokusunu burnuma götürüp kokladığım vakit bir anım canlandı hemen ; Zaman zaman gittiğim yetiştirme yurdunda yaşayan, 8 yaşında ki bir CAN’la el ele yürüdükten sonra kucaklaşırken ; “Memo sen Amber gibi kokuyorsun” dediğinde çok şaşırmıştım. Çünkü ne o gün, ne ondan bir kaç hafta önce bile Amber kokusunu kullanmamıştım. Böyle bir şey nasıl olur diye, düşünmeden edemedim. Bebekler ve çocukların algılarının, safiyetlerinden olsa gerek, yetişkinlerden daha açık ve daha duru olduğunu düşünmüştür hep. OL’ anı görebilme halleri, beş duyunun ötesini... Herhangi bir şeyi kokladığımızda, onun o an bulunduğu halinde ki, öz kokusunu algılarız. Koku, nefesle ulaşır bize. Lakin anladım ki her ne kadar burunla koklanıldığında ulaştığı düşünülsede, kokunun bir kalbi, hasleti var. Dünyevi algının ötesinde. Hani görü için derler ya kalp gözüyle görmek, koku içinde böyle olsa gerek. Yunus Emre ne güzel demiş; “Yine sordum çiçeğe, boynun neden eğridir? Çiçek eydür ey derviş kalbim HAK’ka doğrudur!🖌
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Reklam
165 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.