144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
KEHRİBAR -Bir Eğitimcinin Kaleminden- Eserimizin kahramanı bir kedi. Evet, bir gözü mavi, bir gözü kehribar renginde olan bir Van kedisi... Bu kedicik, boğazındaki şiddetli acıyla beraber gözlerini bir veteriner kliniğinde açıyor. O kadar acı içinde ki çevresinde olan bitenleri zor anlıyor. Biraz kendine geldiğinde ise baş ucunda tedavisini yapan ve yaptıran kişilerle karşılaşıyor. Bunlardan biri de Yasin. Yasin, babasıyla ve ailesiyle güzel ilişkileri olan merhamet ve sevgi dolu bir çocuk. Bu zavallı kediyi boğazında bir ip varken ve ölmek üzereyken bulan da o. Kedicik, bu merhametli insanlarla karşılaşınca çok mutlu oluyor ve bu süre içinde geçmişini düşünüyor. Kaybettiği annesini, kazada ölen ve zalim çocuklar tarafından köpeğe atılan diğer kardeşini anımsıyor; insanlara olan güvensizliğini hatırlıyor. Ama her şey bitmiş değil! Yasin ve ailesi onu sahipleniyor, bakımını yapıyor ve adını Kehribar koyduktan sonra sitelerindeki bir kulübeye yerleştiriyor. Kehribar buradaki çocuklarla ve bir kaplumbağa ile arkadaş oluyor. Peki, sonra neler oluyor? Annesini bulabiliyor mu? Yasin'in başına gelen üzücü durum ne? Siz de merak ettiyseniz her satırında güzel erdemlerin olduğu bu kıymetli eseri kesinlikle edinin. Bir kedinin gözünden, bir eğitimcinin kaleminden ayakta bakmaya var mısınız? (Hayvanları seven, sevgi dolu nesiller için mutlaka okunmalı.)
Kehribar
KehribarHacı Kaymaz · Çıra Yayınları · 202111 okunma
Seneler geçti, sevgili Manuel Valadares. Bugün kırk sekiz yaşındayım ve bazen kendimi hasrete öyle kaptırıyorum ki hala çocuk olduğumu zannediyorum. Her an ortaya çıkıp bana sinema yıldızı kartları ya da misketler getireceksin sanki. Hayatın şefkatli yanını bana sen öğrettin, sevgili Portuga. Bugün çocuklara misketler ve kartlar dağıtmaya çalışan benim, çünkü şefkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor. Şefkat göstermek beni bazen mutlu ediyor, bazense yanıltıyor, ki bu ikincisi daha sık oluyor. O günlerde, yani beraber geçirdiğimiz günlerde, henüz hiç duymamıştım, uzun yıllar önce bir Budala Prens' in gözlerinde yaşlarla bir sunağın önünde diz çöküp ikonlara sorduğu şu soruyu: "KÜÇÜÇÜK ÇOCUKLARA HER ŞEYİ NEDEN ANLATMAK GEREK?" Hakikaten de sevgili Portuga, bana her şeyi çok erken anlattılar. Hoşça kal!
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Hoşça Kal
O günlerde , yani beraber geçirdiğimiz günlerde, henüz hiç duymamıştım, uzun yıllar önce bir Budala Prens’in gözlerinde yaşlarla bir sunağın önünde diz çöküp ikonlara sorduğu şu soruyu : “KÜÇÜCÜK ÇOCUKLARA HER ŞEYİ NEDEN ANLATMAK GEREK ?” Hakikaten de sevgili Portuga, bana her şeyi çok erken anlattılar
Sayfa 183 - can sanat yayınları
Yüzüme “abla” deyip, ardımdan cinsel fanteziler kuran erkeklerin namus kriterlerine göre namussuz olabilirim; ama saatlerce gitar çalıp, bir çay parası bile kazanamayan bir sokak müzisyenine sokulup, “oynak bir şeyler çalsana “ demiş ve o çalarken gönlünce dans edip, sonra para kutusunu seyircilere uzatarak, o müzik emekçisinin birkaç gün
Havale Febrii Konvülziyonlar (FK)
6 ay-5 yaş arası çocuklarda, ateş ile beraber ortaya çıkan nöbetlere havale denir. Havale vakalarının büyük çoğunluğu, yüksek ateş sonrası, havale ve ardından da orta kulak iltihaplanması, kulak arkasında yara veya çıban oluşması ya da bademciklerin şişmesi şeklinde seyreder.
Sayfa 278
131 syf.
10/10 puan verdi
İşlediği suçtan ötürü idam cezasına çarptırılan idam mahkumunun, 6 haftalık süreç içinde yaşadığı psikolojik ve fiziksel durumlarına şahit oluyoruz. O an hissettiklerini, hücre yaşantısını, insanların kendisine karşı nasıl davrandığını en ince ayrıntısına kadar mahkûmun dilinden okuyoruz. Kitabın başında uzun bir önsöz yer alıyor. Burada
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023122,3bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.