Momo'nun hiç kimsenin yapamayacağı şekilde başardığı şey dinlemekti. Belki şimdi pek çok kimse, bu da bir şey mi , herkes dinlemesini bilir , diyecektir.
Oysa hiç de öyle değil. Çok az insan gerçekten iyi bir dinleyicidir.
Momo'nun hiç kimsenin yapamayacağı şekilde başardığı şey dinlemekti. Belki şimdi pek çok kimse , bu da bir şey mi, herkes dinlemesini bilir, diyecektir.
Oysa hiç öyle değil. Çok az insan gerçekten iyi bir dinleyicidir.
Kitabı buruk bir tebessümle okudum.
Zaman dediğimiz mefhumun kıymetini bilememeyi bir kenara koyup "zaman kaybı" olarak gördüğümüz meselelerin aslında ne kadar ihtiyacımız olan, ruhumuzu besleyen, hayatımıza renk katan şeyler olduğunun yeniden farkına varabilmek hoş bir deneyimdi.
Benim şu üç senelik psikoloji eğitimimde yeni yeni öğrenebildiğim ve sahiden dışarıdan göründüğü kadar basit olmayan "dinleyebilme" meselesine Kitabın ilk başlarında bu kadar güzel değinilmesi çok hoşuma gitti:
"Momo'nun hiç kimsenin yapamayacağı şekilde başardığı şey dinlemekti. Belki şimdi pek çok kimse, bu da bir şey mi, herkes dinlemesini bilir, diyecektir.
Oysa hiç de öyle değil. Çok az insan gerçekten iyi bir dinleyicidir."
Duman adamlar... Sahiden varlar. Ve ne yazık ki bizim evrenimizde bir "momo" yok.
Para kazanmak, daha çok para kazanmak, daha daha çok para kazanmak...
Sevgi, merhamet, arkadaşlık, aile kavramları uğruna yok edebileceğimiz zamanımızı kolaylıkla tasarruf edebileceğimiz, oldukça "önemsiz" şeyler haline geldi.
Kapitalist bir düzende her birimiz birer duman insana dönüşmek üzereyiz aslında...
"Göz göre göre ve farkında olarak."
Velhasıl Momo, birer duman insana dönüşmeden herkesin okuması gereken bir kitap...
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766bin okunma