Kralın Taçı
Mınas Tırıth in surlannın önünde geniş bir alan vardır, bu alan şimdi Gondor ve Rohan'lı askerler, sılahşorler ve Şehir ile ülkenin dört bir yanından gelen ahali tarafından çevrelenmişti Ordunun ıçinden gümüş ve gri renklere bürünmüş Dünedam çıkınca bir sessizlik oldu, önlerinde yavaş yavaş yürüyen Hükümdar Aragorn ilerliyordu. Gümüş ile
Faramir ve Eowyn nin Aşkı
Bunun üzerine Faramir gelerek kızı aradı ve bir kez daha birlikte surlarda durdular; şöyle dedi Faramir: "Eowyn neden buralarda oyalanıyorsunuz da Cair Andros'un gerisindeki, ağabeyinizin sizi beklediği Cormallen'e gidip neşelenmiyorsunuz?" Kız ise şöyle dedi: "Bilmiyor musunuz?" Fakat o şöyle cevapladı: "Bunun
Reklam
Sam mesafeyi kestirmeye ve ne tarafa doğru gitmeleri gerektiğini çıkarmaya çalıştı. "Nereden bakarsan bak elli mil kadar görünüyor," diye mırıldandı tehditkâr dağa bakıp içi karararak. "Bir gün bile çekecek olsaydı. Bay Frodo'nun bu haliyle bir hafta sürerdi." Başını salladı, kafasında yavaş yavaş yeni, karanlık bir düşünce belirdi. O sadık gönlünde ümit hiçbir zaman uzun süreli solmamıştı ve o ana kadar hep geri dönüşleri hakkında bir şeyler düşünmüştü. Fakat acı gerçek sonunda kafasına dank etmişti: Yanlarındaki yiyecek en iyi ihtimalle onlan amaçlarına ulaştırabilirdi; görev yerine getirilince o zaman, o korkunç çöl ortasında tek başlarına, evsiz, yurtsuz, yemeksiz sona varmış olacaklardı. Geriye dönüş olmayacaktı. "Başladığımda yapmam gerektiğini hissettiğim iş buydu demek," diye düşündü Sam: "Bay Frodo'ya son adımına kadar yardım edip onunla ölmek ha? Eh, görevim buysa, bunu yapacağım. Ama Subaşı'nı, Gül Pamuk ile ağabeylerini, Babalık'ı, Marigol'u, hepsini hepsini bir daha görmeyi çok isterdim. Nedense, eğer geriye dönüş için bir ümit olmasaydı Gandalf in Bay Frodo'yu bu göreve yollamış olabileceğine inanamıyorum bir türlü. Moria'da düştüğünde her şey ters gitmeye başladı. Keşke düşmeseydi. O olsaydı bir şeyler yapardı."
Her şey ve herkes üstümüzdeydi. Karın bile altındaydık. Biz, dev bir tankın paletleriydik. In beş yıllık başçavuşların inatla parke dediği parkalarımızın sol üst cebinde taşımak zorunda olduğumuz “Erbaş ve Erin El Kitabı” adındaki, karmaşık bir makinanın, karmaşık prospektüsüne benzeyen kitapçıkta yazdığı gibi, ihtiyaçları devlet tarafından
Çoğu insan açık kitap gibidir. Ne hissettiklerini söylerler, fikirlerini her fırsatta ortaya dökerler, sürekli olarak planlarını ve niyetlerini açık­larlar. Bunu birkaç nedenle yaparlar. Birincisi, insanın duygularından ve gelecek planlarından söz etmesi son derece doğaldır. Dilinizi kon­ trol etmek ve neleri açığa çıkardığınızı izlemek çaba gerektirir. İkincisi, çoğu insan dürüst ve açık olmakla insanların kalplerini kazandıklarına ve iyi niyetlerini gösterdiklerine inanırlar. Oysa çok yanılmaktadırlar. Dürüstlük gerçekte kestiğinden daha çok kan akıtan kör bir alettir. Dü­rüstlüğünüz büyük bir olasılıkla insanları incitir; sözcüklerinizi ayarla­manız, insanlara hissettiğiniz ya da düşündüğünüz acı ve çirkin gerçekler yerine duymak istediklerini söylemeniz daha akıl lıcadır. Daha da önemlisi, kendinizi tamamen açmakla o kadar önceden tahmin edilebilir ve tanıdık gelirsiniz ki, size saygı duymak ya da sizden kork­mak neredeyse olanaksız olur ve güç böylesi duyguları uyandırama­yan insanlara gelmez.
Konuşan Kule'nin Komutanı Shagrat'tı.
"Bir daha gitmem mi diyorsun? Lanet olasıca Snaga, seni küçük solucan seni! Yaram çok diye bana karşı koymanın sana bir zararı olmayacağını düşünüyorsan, yanılıyorsun. Buraya gel, şimdi Radbug' un gözlerini çıkarttığım gibi seninkileri de çıkartayım. Bir iki kişi gelince o zaman görüşürüm ben seninle; seni Shelob'a
Reklam
"Görüyorum ki siz bir irfan ustasısınız, sadece savaşta bir komutan değil. Fakat heyhat! Beyim, biz bu şeyi sadece çok ağır yaralıların veya hastaların bakıldığı Şifa Evleri'nde bulundurmuyoruz. Çünkü bizim bildiğimiz kadarıyla, kötü havayı yumuşatmak ya da gelip geçici bir ağırlığı uzaklaştırmaktan başka bir tesiri yok. Tabii eğer, bizim iyi yürekli toreth'imiz gibi kadınların hâlâ anlamadan tekrarladıkları, eski günlerden kalma tekerlemelere kulak asıyorsanız o başka. Tüm ışıklar sönünce ölüm gölgesi büyüyünce üfleyince kara nefes gel athelas, gel athelas! Şifa kralın ellerinden Hayata döner ölen!
Baba Oğul
Gandalf bir ileri, bir geri yürümeye başladı. "İki gün öncenin sabahı, hemen hemen üç günlük yolculuk eder bu! Ayrıldığınız yer ne kadar uzakta?" "Kuş bakışı yirmi beş fersah kadar uzakta," diye cevap verdi Faramir. "Ama daha hızlı gelemezdim. Dün akşam, kuzeyde denetimimizde bulunan Nehir'deki uzun ada Cair
Her zaman iyi olmaya çalışan bir insan iyi olmayan çok sayıda insanın arasında bir yıkıntı haline gelecektir. Bu nedenle otorite kurmak isteyen bir prens nasıl iyi olunmayacağını öğrenmeli ve ihtiyaca bağlı olarak bu bilgiyi ya kullanmalı ya da onu kullanmaktan kaçınmalıdtr. Prens, Niccolo Machiavelli, 1469-1527
Oksijen israflarıyla mücadele hikayem hshshss
Az önce sosyal medyada gezince bir video ve yorumlarla karşılaştım. O kadar korkunçtu ki anlatamam.. Bazı *afedersiniz angut insanlar, o kadar vicdansız ve akılsızlar ki şaştım kaldım.. Bazı Azeri ve Türkler Filistin’e hakaret etmişler o kadar kin kusmuşlar ki anlatamam, kanım dondu.. meselenin Bayrak, din, dil ve ırk olduğunu sanıyorlar. Ama asıl meselenin canice öldürülen çocuklar, kadınlar ve adamlar olduğunu anlamıyorlar.. Biz meseleyi anlatalım derken siz Türkiye’yi araplaştırmaya çalışıyorsunuz diye üstümüze geliyorlar, Arap yandaşı sanıyorlar.. yazık cidden bu zihniyetlere.. Cahillere, meselenin devletler olduğunu değil, masumca ölenlerin oluğunu anlatarak ne kadar doğru ettim bilmiyorum? Bugün canice öldürülen ve suçu günahı olmayan bir garimüslim görsem yine onun için sesimi çıkaracağım. Mesele cidden devlet meselesi değil! Bir amipte şey diyor hhssshh “Filistin bayrağının anlamını öğrensen, iyi ki İsrail var derdin…” ne kadar ahmak var yaaa, bu oksijen israflarıyla aynı havayı soluyorum ya çok üzülüyorum.. Bir angutta şöyle dedi:” Sizin tek meseleniz Arapların müslüman olmasıdır, müslümanlar diye savunuyorsunuzz hshshshsh” ya abi ben bir arabı müslümandır diye niye savunayım? Bazı müslüman adı altında olupta gavurlardan daha beter olanlar var! Sadece adlarını müslüman ilan etmişler ama Allah’ın katında onların da yolu cehennem!
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.