grigory zinoviev ile whapsapp yazışması
Balkonda kahvemi içiyor, sigaramı tüttürüyordum. Whatsapp’ıma bir mesaj geldi.
Gönderen kişi: Grigory Zinoviev. Bu da neyin nesi? Haha, haliyle rehberimde öyle biri yok,
kim bu takma adı kullanmış olabilir derken ve rehberimde olmayan birinin ismi nasıl
mesajlarda görünür diye kendi kendime sorarken,
İsmet çok sigara içiyorsun, bak daha 11 yaşındaydın sigaraya başladığında yazık lan ciğer kalmamış sende, böbreklerin kendini ciğer zannediyor, solunum yapmaya çalışıyor garibanlar.
Selim'in tiradı sahneyi doldurur Turgut'a baba ben artık bu evde yaşamak istemiyorum yıllardır ruhumuzu öldürdün bu evde hayatında bir roman okumadın bir sinemaya gidip heyecanlanmadın beni ve annemi bu çirkin eşyanın içine hapsettin yemekten ve uyumaktan başka bir şey düşünmedin bende bütün duygular senin bu inatçı duygusuzluğuna karşı
Şekerim çıkmış diyorlar, külliyen yalan.!
Tadı damağımda kaldı sadece birkaç aşkın,
Ve sevdiğim kadının ten tadı, hepsi bundan. "Çok sigara içiyorsun Cemal "diyorlar, o da yalan.!
Ben hayallerimi dumanlı kuruyorum..
Ha.!
Bir de çok çay içtiğimi söyleyenler var, ne diyeyim..
Ah be kadınım, sen söylenenlere inanma.!
Ben senin o kekremsi ter kokunda uyurum her gece, her gece.. Sıcaklığın dır bana sobaya atılan bir odunun ısısı.
Ben seni bahara aldanmış erik ağacı kadar utangaç severim
Haberin de olsun..
Bana “şiirlerin neden mısır çarşısı gibi kalabalık ” diyorlar.!
Senden canım hepsi, senin yüzünden.
Bende tarçın, sende ıhlamur kokusu.
Sırf bu nedenden...!
Cemal SÜREYA
baba ben artık bu evde yaşamak istemiyorum yıllardır ruhumuzu öldürdün bu evde hayatında bir roman okumadın bir sinemaya gidip heyecanlanmadın beni ve annemi bu çirkin eşyanın içine hapsettin yemekten ve uyumaktan başka bir şey düşünmedin bende bütün duygular senin bu inatçı duygusuzluğuna karşı gelişti kuru mantığınla içimizi kuruttun sana
Dualarla düğüm attığın ipi düşünüyorum. Üç balkonlu adada, düğümlerini gevşek bıraktığın hani…
Seninleyken duaları düşünüyorum. Sallanarak duaları düşlüyorum. Dualara attığın düğümleri… Sonra beyaz bir oda… Sen, kırmızı radyo ve kırmızı bisiklet. Söz, sardunyalar yok, sadece beyaz güller var. Bir de altından tutulmuş kahve kupaları.
Aynı