Zeynep Sey'in Solucan serisini okumuştum. Kayıp serisi Solucan'a göre daha güzeldi. Yazarın yazım diline önceden de hakimdim. Fakat Solucan'a göre aşırı gelişmiş yazım dili. İç sesler beni aşırı eğlendirdi. Her şeyiyle çok güzel bir kitaptı. Yorumuna geçiyorum.
Ezgi Çora, Türkiye'nin en genç ünlü yazarı; bir kaza geçiriyor ve 6 ay boyunca komada kalıyor. Uyandığında son 3 yılını hatırlamıyor. Bu üç yılında da babası ve sınıf arkadaşları yüzünden kötü şeyler yaşıyor. Normal hayatına döndüğünde, Asilkan, ona kötü şeyler yapan kişi, onun acı çekmesinden zevk alarak ona son 3 yılını hatırlatmaya çalışıyor. Açıkçası başta Asilkan'a karşı gerçekten umutluydum. Ama ben bu tuzağa düştüm siz düşmeyin dostlar. Asilkan'ın sayesinde bazı şeyleri hatırlamaya başlıyor. Bu sırada zihninde iki ses beliriyor ve bedenini bu iki bedenle paylaşmak zorunda kalıyor. Yaşadığı, hatırladığı şeyleri kaldıramamaya başladığında; hala sevdiği fakat babası nedeniyle terketmek zorunda kaldığı eski sevgilisi Ushan'a ulaşıyor. Ushan ile buluştuklarında iç seslerinden biri bedenin kontrolünü ele alıyor ve çokta hoş olmayan şeyler yaşanıyor.
Macera dolu Amerika'nın varoluşundaki 'maceralarıyla' yüzleşme vakti. Cesur bir kitap.
Afrika yerlilerinin Amerika'ya köle olarak satılmasını ve buradaki yaşam mücadelelerini okuyoruz. Bunlardan biri olan Ajarry'nin torunu, Randall Plantasyonu'da dünyaya gelen Cora'nın yolculuğuna eşlik ediyoruz.
Bir eyalette köle olmak zorundasın. Bu eyaletin hemen yanındaki eyalette özgürce yaşadığını sanarken farklı bir şekilde zincirlendiğini farkedersin. Farklı bir eyalette özgürce yaşayabilirsin. Ya da özgürce yaşayacağını düşünürken bir an da kendini köle olarak da bulabilirsin. Bu tek bir şeye bakar. O da beyaz insanın keyfine.
Irk temelli şiddetin neler yaptığını görüyoruz.
Tek bir cümle ile özetlemek gerekirse: Yeraltı Demiryolu 'çalıntı toprağı işleyen çalıntı bedenlerin' hikayesi.
Yeraltı DemiryoluColson Whitehead · Siren Yayınları · 2017944 okunma
1900'ler...
212- Sandokan: The Tigers of Mompracem - Emilio Salgari
213- Kız Kardeşim Carrie - Theodore Dreiser
214- None but the Brave - Arthur Schnitzler
215- Kim - Rudyard Kipling
216- Buddenbrook Ailesi - Thomas Mann
217- Baskerville'lerin Köpeği - Sir Arthur Conan Doyle
218- Karanlığın Yüreği - Joseph Conrad
219- Güvercinin Kanatları - Henry
Cora thought that was probably true, but she also thought he liked the excuse to talk to people about their shared differences, which became their shared similarities when held up to the right light.
"Only one way to find out,” said Kade, and started walking.
“Why do people always say that?” muttered Cora, trailing along at the rear of the group. “There’s always more than one way to find something out. People only say there’s only one way when they want an excuse to do something incredibly stupid without getting called on it. There are lots of ways to find out, and some of them even involve not pissing off a man who goes by ‘the Lord of the Dead.’”
“Yeah, but they wouldn’t be as much fun, now would they?"