(...) üzgün olduğunu söylemek üzülememenin tercümesiydi, perişan oldum demek hakkı ile ıstırap çekemiyorum demekti. Ve benzeri.
Sayfa 70 - pdf
"O kızcağız öleceğini bildiği için bu müzikleri tüm ruhunu vererek çalıyordu. Peki, ben de ölmeyecek miyim? Benim ruhum nerede? Kendi yaşamımın müziğini böylesi derin bir coşkuyla çalabilecek bir ruhum var mı? "
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Böylece yaratılış sırrımla bir olur kaderimin başını okşar, cehennemime bir odun daha atarım.
Geri çekilip, az ötede durup, biraz öne geçip hayatıma baktım, dediğim gibi yirmi dört yaşındaydım. Pek bir şey göremedim. Sadece gördüğüm bir şey beni irkiltti, o da o vakte kadar nasıl olup, neye güvenip rahat ettiğimi, nasıl olup da gülebildiğimi kestirememem oldu. Acaba koyun kuzu kesileceğini bilse, ağzındaki o yeşil otla öyle durur ve bir an poz verir gibi bakar mı? Hiç sanmıyorum.
"Hani hiç yaşamamış gibi olmadım ama yaşadığım bu muydu?"
"Onlar hayattan değil şartlarından iğreniyorlardı. Ben bütün şartları sıyırdığımda kalandan iğreniyordum, tabakta kalandan değil ya da önüme konandan değil, tabağın kendisinden ve önüme bir şey gelmesi, konması halinden iğreniyordum. Bu tiksintim hiç hafiflemedi."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.