#arkakapakyazısı
Çehov bir taşra kasabasındaki akıl hastanesinde geçen bu novellasında, eğitimli bir hasta olan İvan Dmitriç ile Doktor Andrey Yefimıç arasındaki felsefi çatışmaya odaklanır. İvan Dmitriç maruz kaldıkları adaletsizliğe, içinde yaşamaya zorlandıkları berbat koşullara karşı çıkarken, Andrey Yefimıç bunları görmezden gelmekte ısrar eder ve durumu değiştirmek için kılını bile kıpırdatmaz. Doktor sonunda içine düştüğü “felsefi” yanılgının farkına vardığında ise artık iş işten geçmiştir. Altıncı Koğuş, Rusya’nın ve ülkenin sorunlarıyla ilgilenmek yerine onları uzaktan izlemeyi tercih eden elit Rus aydınının “deliliği”nin simgesidir adeta.
#kitapyorumu
Çehov'dan okuduğum ikinci eser. Herkesin severek, beğenerek okuduğunu gördüğümden dolayı merakımı iyice artırmıştı. Benim de sevdiğim bir eser oldu. Çehov okumaya kesinlikle devam edeceğim.
Kitabın konusundan kısaca bahsedecek olursam; bir taşra bölgesindeki akıl hastanesinde doktor ve onun etrafında bulunan 5 akıl hastası vardır. Doktor, entellektüel muhabbeti çok seven birisidir. En sonunda bu zaafiyetini bi akıl hastası tatmin eder. Doktor, kötülükleri, akıl hastanesindeki eksiklikleri görmezden gelen bir kişidir. Hasta ise, adaletten umudunu asla kesmeyen bir kişidir. Hasta, bir şekilde doktoru değiştirebilmeyi başarır. Tabi doktorun umursamaz tavırlarını değiştiren bu durumu, dış gözler olumlu karşılamaz ve doktoru deli olarak görmeye başlarlar. Konu kısaca bunun etrafında şekillenir.
Tavsiye edeceğim güzel bir eser. Keyifli okumalar dilerim.