Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Babam dediki aşık olucaksan gözlere aşık ol. Çünkü saçlar beyazlar, gülüşündeki dişler düşer, dudakları büyüdükçe büzüşür. Ama gözleri, gözleri onla yaşlanır.
Vazgeçmek adlı romanından..
İnsan bazı anları neden özler biliyor musunuz ? Çünkü kendisinin hep o ana ait olduğunu düşünür. Oysa kendisi için mutlu bir an olan o an, bir başkasının trajedisi olabilir. Dünyaya insan olarak gelmek, kötü yada iyi olmak için bize sunulan bir fırsattır. Bu fırsatı ne yönde kullanacağımızı ise karakterimiz belirler. karakterse zamanla olgunluk kazanır. Ama aynı zamanda kayıptır zaman dediğin ; bitmeden birikmez.. Uçsuz bucaksız bir manzara görmek istiyorsanız en dik yokuşu çıkmak zorundasınızdır. Bedeldir bu, ödemekle yüzleşemeyeceğiniz bedeller, düşlerinizin kırılmasından başka sonuç getirmeyecektir. Ama aynı zamanda bir düşü düş bırakan gerçek ise onun gerçekleşmemesidir. Gülün nasıl koktuğu değil, sizin nasıl kokladığınızdır farkı yaratan. Bu yüzden herkes başka sever ve herkes başka türlü teslim olur aşk'a... Aşk, seni vurabilecek bir silahı seni vuramayacağına inandığın birine tereddütsüz vermektir. Sessizce gitmeyi seçer kimi.. Yârinin gözleri uğruna, Yârinin gözlerinden vazgeçer. Bazı hikayeler sözlerle değil, gözlerle yazılır. Aşk vazgeçmek olur.
Reklam
“Kalbimizin Misk-i Amberini çaldırmayalım”
"Rüyamda gördüm dün gece babaannemi "Çocuk yaşında yüzümü güldürdüğün güllerin kokusunu hatırla yavrum. Boşver dikenleri" dedi bana☺️ "Kalbin Amberi"💙 Çocukluğumdan beri hayatın sert rüzgarlarıyla incinen kederli kalbimi son derece yürekten sevgisiyle ısıtır, bazen harika anne yemekleri yapardı bana. Bende mutlu etmek için
Yol bu yol, dem bu dem, gün bugündür!..
Hayat sonu mutlu biten masallar gibi değildir çoğu zaman. İyiler sonsuza dek mutlu yaşamazlar. Bazen çırpınırken görürsünüz onları; dev dalgaların arasında bir oraya bir buraya sürüklenirken, bazen öfkeli görürsünüz onları;haksızlığın kalp burkan acısıyla gözleri dolarken.Bir bakarsınız hınçları volkan olmuştur gökyüzüne taşar. Bi bakarsınız can
Âh ruhi bey
Bu meyhaneyi yirmi yıldır işletirim Doğrusu Ruhi Bey gibisini hiç görmedim Mısırçarşısı'nda baharatçı dükkanları vardır, bilirsiniz Ruhi Beyi ben o dükkanlara benzetirim Binlerce şeydir çünkü Ruhi Bey Nanedir, ada çayıdır, zencefildir Bu çevrede herkes onu tanır Bana sorarsanız tanımaz Şöyle ki, bir ayakkabı çivisi gibi kendine
Platon'un ünlü mağara alegorisi; Bir mağaranın içinde, dışarıdan gelen ışığa arkalarını dönük olarak ömürlerini geçirmiş olan insanların tek gördükleri önlerine vuran hayvan, insan ve nesne gölgeleridir. Gerçek formunu hiç görmemiş bu insanlar için tek gerçeklik bu gölgelerdir. Hapis olan kişilerden biri bir gün aniden serbest kalır. Mağaranın dışındaki dünya ile karşılaşır. Tamamen ışık ile yani gerçek ile tanışan bu kişinin gözleri neredeyse körlük yaşar. Zamanla şimdiye kadar gerçek sandığı gölgelerin aslında gerçek olmadığını ve gerçeklerin birer karanlık yansıması olduğunu anlamaya başlar.. Hayatın gerçeğini anlayan bu kişi mağaraya dönüp diğer insanlara gölgelerin sahte olduğunu ve asıl gerçeğin dışarıda olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak dışarıyı hiç görmeyen bu insanlar anlatılanı idrak edemezler ve kızgınlıkla karşı çıkarlar.. Platon, mağara alegorisi yani benzetmesinde bir şeyleri anlamaya başlamış olan filozofların bunu halka anlatamayışını örneklemek istemiştir. Bu metafor günümüz dünyası ve düzeni içinde hala geçerlidir. Çünkü insanlar anlayabildikleri kadarını kabul edip kendi anlayışlarının ötesinde anlatılanları kabul etmezler. Bu yüzden gerçekleri anlatanlar bir şekilde toplum içinde baskı altına alınır. Işığı-gerçeği görmek, doğruyu duymak rahatsız edicidir. Bu yüzden zihin karanlığı ve esareti seçer. Cahillik mutluluktur..(!) Gerçek ile yüzleşmek ve özgür olmak cesaret ister. Herkesin bir gün mağaradan çıkabilecek kadar cesur olması dileğiyle..
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.