Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vazgeçmek adlı romanından..
İnsan bazı anları neden özler biliyor musunuz ? Çünkü kendisinin hep o ana ait olduğunu düşünür. Oysa kendisi için mutlu bir an olan o an, bir başkasının trajedisi olabilir. Dünyaya insan olarak gelmek, kötü yada iyi olmak için bize sunulan bir fırsattır. Bu fırsatı ne yönde kullanacağımızı ise karakterimiz belirler. karakterse zamanla olgunluk kazanır. Ama aynı zamanda kayıptır zaman dediğin ; bitmeden birikmez.. Uçsuz bucaksız bir manzara görmek istiyorsanız en dik yokuşu çıkmak zorundasınızdır. Bedeldir bu, ödemekle yüzleşemeyeceğiniz bedeller, düşlerinizin kırılmasından başka sonuç getirmeyecektir. Ama aynı zamanda bir düşü düş bırakan gerçek ise onun gerçekleşmemesidir. Gülün nasıl koktuğu değil, sizin nasıl kokladığınızdır farkı yaratan. Bu yüzden herkes başka sever ve herkes başka türlü teslim olur aşk'a... Aşk, seni vurabilecek bir silahı seni vuramayacağına inandığın birine tereddütsüz vermektir. Sessizce gitmeyi seçer kimi.. Yârinin gözleri uğruna, Yârinin gözlerinden vazgeçer. Bazı hikayeler sözlerle değil, gözlerle yazılır. Aşk vazgeçmek olur.
Yol bu yol, dem bu dem, gün bugündür!..
Hayat sonu mutlu biten masallar gibi değildir çoğu zaman. İyiler sonsuza dek mutlu yaşamazlar. Bazen çırpınırken görürsünüz onları; dev dalgaların arasında bir oraya bir buraya sürüklenirken, bazen öfkeli görürsünüz onları;haksızlığın kalp burkan acısıyla gözleri dolarken.Bir bakarsınız hınçları volkan olmuştur gökyüzüne taşar. Bi bakarsınız can
Reklam
Sinema tarihinin en ünlü komedyeni Charlie Chaplin bir röportajında şöyle der;Küçük bir çocukken babamla bir sirk şovunu izlemeye gittik. Bilet sırasında uzun bir kuyruk vardı ve önümüzde anne-baba ve 6 çocuktan oluşan bir aile vardı.Fakirlik hallerinden belliydi, elbiseleri eski ama temizdi. Çocuklar sirkten bahsederken çok mutlu görünüyordu.Onların sırası gelince, babaları gişeye geçti ve bilet fiyatını sordu. Gişe çalışanı ona bilet fiyatını söyleyince adam kekelemeye başladı ve dönüp karısının kulağına birşeyler fısıldadı.Mahcubiyet yüzünden kolayca okunuyordu.Birden babam cebinden 20 Dolar çıkardı ve yere attı. Sonra da eğilip yerden aldı ve adamın omzuna dokunarak şöyle dedi; “Paranız düştü beyefendi..”Adam babama baktı ve gözleri dolarak “Teşekkür ederim efendim” dedi.Onlar içeri girdikten sonra babam beni elimden çekti ve kuyruktan çıktı. Çünkü babamın adama verdiği 20 Dolardan başka parası yoktu.O günden beri babamla gurur duyuyorum ve o 2 dakika benim hayatımda izlediğim en güzel şovdu. O gün izleyemediğim sirk şovundan eminim daha güzeldi... (Alıntı)
Platon'un ünlü mağara alegorisi; Bir mağaranın içinde, dışarıdan gelen ışığa arkalarını dönük olarak ömürlerini geçirmiş olan insanların tek gördükleri önlerine vuran hayvan, insan ve nesne gölgeleridir. Gerçek formunu hiç görmemiş bu insanlar için tek gerçeklik bu gölgelerdir. Hapis olan kişilerden biri bir gün aniden serbest kalır. Mağaranın dışındaki dünya ile karşılaşır. Tamamen ışık ile yani gerçek ile tanışan bu kişinin gözleri neredeyse körlük yaşar. Zamanla şimdiye kadar gerçek sandığı gölgelerin aslında gerçek olmadığını ve gerçeklerin birer karanlık yansıması olduğunu anlamaya başlar.. Hayatın gerçeğini anlayan bu kişi mağaraya dönüp diğer insanlara gölgelerin sahte olduğunu ve asıl gerçeğin dışarıda olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak dışarıyı hiç görmeyen bu insanlar anlatılanı idrak edemezler ve kızgınlıkla karşı çıkarlar.. Platon, mağara alegorisi yani benzetmesinde bir şeyleri anlamaya başlamış olan filozofların bunu halka anlatamayışını örneklemek istemiştir. Bu metafor günümüz dünyası ve düzeni içinde hala geçerlidir. Çünkü insanlar anlayabildikleri kadarını kabul edip kendi anlayışlarının ötesinde anlatılanları kabul etmezler. Bu yüzden gerçekleri anlatanlar bir şekilde toplum içinde baskı altına alınır. Işığı-gerçeği görmek, doğruyu duymak rahatsız edicidir. Bu yüzden zihin karanlığı ve esareti seçer. Cahillik mutluluktur..(!) Gerçek ile yüzleşmek ve özgür olmak cesaret ister. Herkesin bir gün mağaradan çıkabilecek kadar cesur olması dileğiyle..
Âh ruhi bey
Bu meyhaneyi yirmi yıldır işletirim Doğrusu Ruhi Bey gibisini hiç görmedim Mısırçarşısı'nda baharatçı dükkanları vardır, bilirsiniz Ruhi Beyi ben o dükkanlara benzetirim Binlerce şeydir çünkü Ruhi Bey Nanedir, ada çayıdır, zencefildir Bu çevrede herkes onu tanır Bana sorarsanız tanımaz Şöyle ki, bir ayakkabı çivisi gibi kendine
Hiçbir Şey İçin, Artık Çok Geç!
-Neden, çift olarak satın almak zorundayım? Asla diğer eşini giyemeyecek ki? Niye kusurumuzu, engelimizi böyle bir satış yaparak yüzümüze vuruyorsunuz ki? -Beyefendi, tek olarak ayakkabı satılmaz. Lütfen zor durumda bırakmayınız beni, alacaksanız çift olarak almak zorundasınız! Lütfen. -Hayır, almayacağım, teşekkür ederim. Bir tanesini hiç
Reklam
— kadına şiddete hayır…
2015, 303 2016, 328 2017, 409 2018, 440 2020, 271 2021, 280 2022, 334 kadın cinayete kurban gitti.. kadına şiddetten, sadece fiziksel şiddet anlaşılmamalıdır. fiziksel şiddetin yanında psikolojik şiddet, taciz bunlar da kadına karşı şiddetin bir başka tezahürüdür. ülkemizde çoğu kadın; erkek baskısı ve şiddeti yüzünden kendi kararlarını bile
“Kalbimizin Misk-i Amberini çaldırmayalım”
"Rüyamda gördüm dün gece babaannemi "Çocuk yaşında yüzümü güldürdüğün güllerin kokusunu hatırla yavrum. Boşver dikenleri" dedi bana☺️ "Kalbin Amberi"💙 Çocukluğumdan beri hayatın sert rüzgarlarıyla incinen kederli kalbimi son derece yürekten sevgisiyle ısıtır, bazen harika anne yemekleri yapardı bana. Bende mutlu etmek için
5 dakikanızı ayırın ve okuyun lütfen
Dr. Ali Taşcı Bey, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: Birkaç yıl önce, bir vilayetimizde, bir bakanlığın il müdürüydüm. Bağlı bulunduğumuz genel müdürlük, başka üç ilin de il müdürüyle birlikte beni, diğer bir ilimizde personel almak üzere görevlendirdi. Biz dört arkadaş birleşerek sözünü ettiğim şehre gittik. Önceden bizim için ayrılan misafirhaneye
Gibi Gibi
Birazdan bir kadın gelip karşımdaki sandalyeye oturacak ve ben ona aşık olacağım. Daha önce hiç görmediğim, adını bile bilmediğim bir kadına hem de. Kadını tanımıyorum ama kendimi tanıyorum çünkü. Hayatım boyunca hep böyle oldu. Okulda, mahallede ve meslek hayatımda tanıdığım her kadına aşık oldum ben. Hep sevdim, sevildiğimi hiç bilmiyorum.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.