Tiamatın gözleriyle belirlenmiş bir coğrafyada semiramistin. Öfkenle yakıp yıksanda içinde her zaman güvercin olmaya kanat çırpan umutların vardı. İçinde iyiliğe dair hatta ütopyalara dair ne varsa senin güvercin kanatlarında her benden uzağa uçtuğunda düşen bir tüy umutsuzluğa haykırarak düşüyor. Önce evrenin sonsuz boşluğuna ondan dünyaya dünyaya düşüyor büyük haykırış gibi.
Ne Kaf dağının ardı bir muammadır ne de Simurg.
Simurg senin bu hayatta mutlu olduğun bir sabah Kaf dağında uyanıyor artık.
Kanatların bu evrenin gökyüzü gibi ayaklarına tutunup var oluyorum. Ayakların ki şimdi yaşam ağacı onlar. Ve sevdiğim şiirde de şairin dediği gibi; ayakkabılarını kapımın önünde görmek istiyorum. Çünkü bu, "Seni seviyorum"un içine nal salmak demektir.