Dışarı çıkacağım, kısa kollu bir tişörtle. Amaaaa, yanıma ince bir hırka, kalın kapüşonlumu, şişme yeleğimi alacağım. Çünküüü burdaki havaya şöyle başınızı bir kaldırıp baksanız, değişecek yükseltileri de hesaba katsanız, size Pamuk Prenses'teki elma uzatan cadıyı hatırlatır. Ha, gün içindeki hapşırık sayım "bu ne şimdi?" dedirtecek kadar olmasaydı bu kadar önlem de almazdım. "Sinyal veriyorsun madem, kır dizini" mi dedi biri? Üç günlük keyfim kalmış şurda, burası için geçerli. Keyfimin rengini, ayaklarımın enerjisini, gözlerimin merakını onayladım sadece, kaldırdığım parmağımla... Ya siz n'apardınız?.. :)