Sanırım en başta yapısının o zamana dek incelemiş olduğum Latince , Yunanca , Fransızca gibi dillerden baştan başa değişik olmasıydı. Bütünüyle dünyaya değişik bir bakışı anlatan , yepyeni bir dil oluşuydu. Bir de Türkçenin mantıklı oluşu beni kendine bağladı. Biliyorsunuz , Fransızlar dillerinin en mantıklı dil olduğunu söylerler ; oysa hiç de değil. Ama Türkçe gerçekten mantıklı bir dil. Sanıyorum benim için çok yeni oluşu yanında bir de bu özelliği nedeniyle Türkçeyi çekici buldum. Türkçe incelemelerim birçok yılımı aldı. Bu yüzden Türk edebiyatından daha çok Türk dili üzerinde çalıştım. Ama Türk edebiyatı ürünlerini okumaya başladığımda , çok güzel şeyler içerdiğini gördüm. Oysa bunlar Türkiye dışında hiçbir yerde bilinmiyordu. Naima'nın çok iyi bir yazar olduğunu düşünüyorum ama kimsenin bugün onu okuyacağını sanmıyorum. Sonra Halide Edip'i , Refik Haild'i , son zamanda da Haldun Taner'i keşfettim. Haldun Taner dünyanın en yaratıcı öykü yazarlarından biridir. Sabahattin ali.
Sayfa 196 - Prof. Dr. Geoffrey LewisKitabı okudu
"Onun büyük bir strateji ustası olduğudur. Bence Mustafa Kemal tanımlamak istenirse, O'nun bir strateji ustası olduğu belirtilmelidir. Kuşkusuz yalnız askeri anlamda değil. Gelibolu'da ve başka bölgelerde, kuşkusuz Bağımsızlık Savaşı sırasında mesleğini ne denli iyi bildiğini kanıtlamıştır. Ama strateji uzmanı terimi bundan çok daha geniş bir anlamda, siyasal anlamda anlıyorum. Yani kararların zamanını biliyordu; koşulların ne zaman olgunlaştığını duyumsuyor ve o zaman kararını veriyordu. Birkaç ilke temeli üzerinde ama herhangi bir katı ideolojiye bağlı kalmadan eylemini yaptı. Burada Lenin'le Mustafa Kemal arasında bir karşılaştırma yapılabilir. Lenin bir ideolog idi. Mustafa Kemal ise bence bir ideolog değildi. O kuşkusuz, ilkeleri olan ama onları koşullara uyarlayan bir eylem adamıydı."
Sayfa 274 - Prof. Dr. Jacques ThobieKitabı okudu
Reklam
Kadınların özgürleşmesinden söz edildiğinde hep Süreyya Ağaoğlu'nun yazdığı bir kitabı hatırlarım. Böyle Bir Hayat Geçti adlı kitapta Süreyya Ağaoğlu çok ilginç bir olaydan söz eder. Kendisi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra , yine hukuk alanında ilk doktara yapanlardan bir başka hanımla birlikte Ankara'da bir bakanlıkta çalışmaktadır. İşlerini
Prof. Dr. Catherine BurillKitabı okudu
77 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayatında hiç satranç tahtasına değmemiş birinin dünya şampiyonunu mağlup etmesinden çok daha fazlası. Çok iyi bir psikolojik analiz. Okuduğum en iyi kitap olabilir.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020239,4bin okunma
O gün 24 Şubat’tı. Artık Nadia’ya kavuşmasına çok az kalmıştı. Sürekli sallanan motorun içinde, profesör ayağa kalkmış, durmadan bağırıyordu: “Nadia, Nadia! Geliyorum, bitti artık, kötü günler geride kaldı.” Etrafta ne polis vardı ne güvenlik önlemi. En geç yarım saat sonra, Nadia ile geri dönmüş, taksiye binip evlerine doğru gidiyor olacaklardı. Motoru kullanan balıkçı, sık sık profesöre müdahale ediyor, yabancı bir dilde bağırıp duran bu adamın denize düşmesinden korkuyordu. Tam kolundan çekerek Maximilian’ı oturttuğu sırada, müthiş bir patlamayla Struma gemisi havaya uçtu. Korkunç bir gürültünün ardından, bir anda dünya sessizliğe gömüldü. Gökyüzü insan gövdeleriyle, tahta parçalarıyla doldu ve gemi büyük bir süratle battı... Zülfü Livaneli- Serenad youtube.com/watch?v=GD1vB_N... Vaktiniz varsa bakın derim. Biraz uzun ama Strumayı gözünüzde daha iyi canlandıra bilirsiniz...
Dünya talihsizler için yuvarlak bir cehennemmiş, şimdi daha iyi anlıyorum. Yol aldıkça başa dönmem bundan. Dünyanın yuvarlak olduğunu unutmamdan.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.