Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evliliğin bir fiyasko olduğunu, çok aptal olmadıkça hiç kimse inkâr etmez.
Dante'nin Cehennem'e atfettiği bir veciz lafı, evlilik için de aynı derecede geçerlidir: "Buraya giren herkes, bütün umutlarını dışarıda bırakır."
Reklam
Aşkın meyvesi olmayan bir çocuk doğurulmamalıdır; aşk olmadan gerçek bir kadın bir adamla ilişkiye giremez. Aşkın çocuğa güvence sağlamak açısından yeterli malzeme sağlamadığı korkusu tamamen modası geçmiş bir fikirdir. Ben, kadınlar kendi kurtuluşlarının altına imzalarını attıklarında, kadının ilk bağımsızlık bildirgesinin, cebinde ne kadar para olduğuna bakarak değil, kalbi ve zihnine duyduğu hayranlıkla bir erkeği sevmek olacağına inanıyorum. Kadının ikinci bağımsızlık bildirgesi de, dış dünyayı araya sokmadan kendi aşkının peşine takılma hakkına sahip çıkması olacaktır. Üçüncü ve en önemli bildirgeyse, mutlak bir hak olan özgürce annelik hakkının tanınmasıdır.
Aşk, ezelden beri insan ilişkilerinin en güçlü faktörüdür; aşk, insan eliyle yapılan her türlü yasadan üstün gelmiş ve Kilise'yle ahlâkın dayattığı demir parmaklıkları her çağda kırıp atmıştır. Evlilik ise genellikle salt ekonomik bir düzenlemedir; kadına süresi ömür boyu olan bir sigorta poliçesi sağlar, erkeğe de kendi türünü devam ettirmesini sağlayacak tatlı bir oyuncak. Yani evlilik, ve bu yolla sağlanan eğitim düzeneği, kadını asalakça, bağımlı olarak ve çaresiz bir hizmetkârmış gibi sürdüreceği bir hayata hazırlarken, erkeğe bir insanın hayatını tapulu mülkmüş gibi sahiplenme hakkını tanır.
Evlilik, Devlet'i ve Kilise'yi her yönüyle besleyen bir kurumdur; hayatın insanları geliştirip incelten bir alanda tuzağa düşürmek hem Devlet'in hem de Kilise'nin eski çağlardan beri hiç bıkmadan peşinde kovaladığı bir av olmuştur.
Din, insanın doğal fenomenlerin aslını çözmedeki zihni yetersizliğinden kaynaklanan bir hurafedir. Kilise, her zaman ilerlemenin önüne engel olarak çıkmış bir örgütlü kurumdur.
Sayfa 15
Reklam
Hayatın kendisi kitleler için öğretmendir -üstelik sağlam, etkili bir öğretmen. Ne yazık ki hayat, kendilerini toplumda seçilmiş, daha iyi eğitimli, üstün görenlere bir şey öğretemiyor.
Ben, doğup büyümedim; 'yoğruldum'. Hayatla birlikte, hayatın her alanında, düşe kalka yoğruldum.
Ruhun en yüksek mertebesinin parayla pulla ölçüldüğü bir çağa geldiysek vay halimize! Aşk olmadan hiçbir ırk kendini geliştiremez.
Toplum, erkeğin cinsel deneyimini, onun gelişiminin doğal gereği sayarken, kadının benzer deneyimine korkunç bir musibet, namusunu ve bir insanda bulunan bütün iyi ve güzel faziletleri kaybetmesi gözüyle bakar.
Reklam
“Vatansever, efendim, adi­lerle alçakların son sığınağıdır,” demişti Dr. Johnson.
''Tarih bi­ze, her ezilen sınıfın özgürlüklerini efendilerinden kendi güçleriyle söküp aldıklarını gösteriyor.''
''Ahlâkçılar her zaman, daha iyisini kuramadıkları sefil kurumları ayakta tutmak için insan ırkının yarısını kurban etmeye razıdırlar.''
''İnsan doğası, kanunlara itibar etmez; makul bir sebep olmadıktan sonra doğa neden kendini ahlâkın sapkın anlayışına tabi tutsun ki?''
''Kadın, hiçbir yerde yaptığı işin niteliğine göre muamele görmüyor, fakat cinsiyetine göre yargılanıyor.''
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.