Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ruhun en yüksek mertebesinin parayla pulla ölçüldüğü bir çağa geldiysek vay halimize! Aşk olmadan hiçbir ırk kendini geliştiremez.
Toplum, erkeğin cinsel deneyimini, onun gelişiminin doğal gereği sayarken, kadının benzer deneyimine korkunç bir musibet, namusunu ve bir insanda bulunan bütün iyi ve güzel faziletleri kaybetmesi gözüyle bakar.
Reklam
“Vatansever, efendim, adi­lerle alçakların son sığınağıdır,” demişti Dr. Johnson.
''Emerson'ın şu sözlerine ben de katılıyorum: ' Kitlelerin taleple­ri ve etkileşimleri ham, eksik ve tehlikelidir ve onların sırtlarının sıvazlanmasına değil, eğitilmeye ihtiyaçları var­dır.''
''Tarih bi­ze, her ezilen sınıfın özgürlüklerini efendilerinden kendi güçleriyle söküp aldıklarını gösteriyor.''
''Camdan kalelerine çekilenler, oradan bakıp başkalarına taş atmakla hata ediyorlar, oysa camdan kaleler de incedir ve kolay kırılır.''
Reklam
''Ahlâkçılar her zaman, daha iyisini kuramadıkları sefil kurumları ayakta tutmak için insan ırkının yarısını kurban etmeye razıdırlar.''
''İnsan doğası, kanunlara itibar etmez; makul bir sebep olmadıktan sonra doğa neden kendini ahlâkın sapkın anlayışına tabi tutsun ki?''
''Kadın, hiçbir yerde yaptığı işin niteliğine göre muamele görmüyor, fakat cinsiyetine göre yargılanıyor.''
''Ne zaman ki insanın kederi renkli oyuncaklara dönüştü­rülür, güdük kafalı insanlar ancak o durumda bunlarla ilgi­lenirler -en azından bir süreliğine.''
Reklam
''Evlilik, diğer asıl ataerkil sözleşmeye (yani, kapitalizme) benzer. İnsanın doğum hakkını çalar, gelişimini engeller, bedenini zehirler, onu cahil bırakır, sefil ve bağımlı kılar ve sonra da insanın kendisine olan saygısının son zerresine kadar beslenen merhameti icat eder.''
Dante’nin Cehennem’e atfettiği bir veciz lafı, evlilik için de aynı derecede geçerlidir: “Buraya giren herkes, bütün umutlarını dışarıda bırakır.”
''Yani evlilik, ve bu yolla sağlanan eğitim düzeneği, kadını asalakça, bağımlı olarak ve çaresiz bir hizmetkârmış gibi sürdüreceği bir hayata hazırlarken, erkeğe bir insanın hayatını tapulu mülkmüş gibi sahiplen­me hakkını tanır.''
''Pek çok insan hayata bakar, ama onu yaşamaz. Onların gördükleri hayatın kendisi değil, sadece gölgesidir. ''
"ben, kadınların kendi kurtuluşlarının altına imzalarını attıklarında, kadının ilk bağımsızlık bildirgesinin, cebinde ne kadar para olduğuna bakarak değil, kalbi ve zihnine duyduğu hayranlıkla bir erkeği sevmek olacağına inanıyorum. Kadının ikinci bağımsızlık bildirgesi de, dış dünyayı araya sokmadan kendi aşkının peşine takılma hakkına sahip çıkması olacaktır. Üçüncü ve en önemli bildirgeyse, mutlak bir hak olan özgürce annelik hakkının tanınmasıdır"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.