Büyük gayretle yolumuza devam ve sebat edelim
Az önce, dehşet şeyler okudum burada! Ve anlatım ki herkes konuşuyor, kimi boş, kimi harbiden dertli davalı şuurlu dopdolu konuşuyor. Ve yine anlıyorum ki, her yerde olduğu gibi burada da bozuğun içindeki sağlam olmaya çalışacağız.
Her şey bir yana durdun da, ya hu! Dine laf söylemek nedir!? Bu yürek yemekten fazla bir şey.! İslâm ki, Eskimez pörsümez yeni! Kim leke sıçratabilir ki!
Şimdi, durmadan İslam'ı anlama ve anlatma noktasında gayretlerimizi arttıralım. Allah, cümlemize muvaffakiyetler versin.
“Yarının hiçlik olması tehdidiyle mutlu olamam ve olmayacağım. Derin bir hakaret bu... Bu yüzden, beni acı çekmem ve yok olmam için, fikrimi sormadan ve küstahça var eden bu doğayı; su götürmez davacı, savcı ve davalı rolümle, kendimle birlikte mahkûm ediyorum... Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak...”
Eserde "Kıyamet gününde kişiye ilk önce çoluk çocukları davalı olacaklardır. Bunlar ALLAH'ın huzurunda dava edilip derler ki: Ya rabbi bizim hakkımızı ondan al. Bize haram yedirdi. Oysa biz haram olduğunu bilmiyorduk. Bize öğretilmesi lazım olan şeyleri öğretmedi. Onun için biz cahil kaldık..
Tüccar gençliğin sefahata düşmesinden kâr sağlar, çiftçi buğdayın pahalanmasından, mimar evlerin yıkılmasından, hukukçu insanların davalı, kavgalı olmasından; din adam larının şan, şeref ve görevleri bile bizim ölümümüze ve kötülüklerimize dayanır. Yunanlı komedya şairi Philemon, hiçbir hekim dostlarının bile sağlığından hoşlanmaz, der miş, hiçbir asker de yurdundaki barıştan. Daha da kötüsü, herkes içini yoklasa görür ki gizli dileklerimizin birçoğu başkasının zararına doğar ve beslenir.
Öyle sanıyorum ki düşündükçe doğanın genel düzeni hiç şaşmıyor böyle olmaktan: Çünkü fizikçilerin dediğine göre, her şeyin doğması, beslenmesi, çoğalması, başka bir şeyin bozulup çürümesi oluyor.
Birine Yarar Ötekine Zarar
...
Haklı bir yargı denemez buna; çünkü hiçbir kazanç başkasına zarar vermeden sağlanamaz, öyle olunca da her çeşit kazancı mahkûm etmek gerekir.
Tüccar gençliğin sefahata düşmesinden kâr sağlar, çiftçi buğdayın pahalanmasından, mimar evlerin yıkılmasından, hukukçu insanların davalı, kavgalı olmasından; din adamlarının şan, şeref ve görevleri bile bizim ölümümüze ve kötülüklerimize dayanır. 
Sayfa 152