Thukydides, Peloponnesos Savaşı’nın Tarihi’nin önsözünde konuşmaları kelimesi kelimesine hatırlayamadığından söz eder: “Buna rağmen her bir konuşmacıyı o durumda yapacağını düşündüğüm şekilde konuşturdum ve asıl konuşmasına rehberlik eden düşünce zincirine mümkün olduğunca bağlı kaldım.”
Sayfa 23
Edward Shils "gelenek" kavramı üzerine çok önemli bir incelemesinde, Batı dünyasının Aydınlanmadan beri, geleneği özgürlükçü ilerleme fikirlerinin antitezi olarak, sağcı muhafazakarlıkla nasıl özdeşleştirdiğini gösterir. Shils'in etkileyici bir şekilde savunduğu gibi, Batı'da "bazı şeylerin, olduğu gibi, ya da yakın geçmişteki halinde bırakılması gerektiğini söylemek bile münasebetsiz görülüyor. Herhangi bir durum söz konusu edildiği zaman asıl varsayım onun değişmesi gerektiğidir.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Dünya , insan rolünü oynayan oyuncularla dolu.
Odasına gitti karısına ve çocuklarına ev yanmadıkça be rahatsız etmeyin dedi
Achter in de rechtszaal waar rechter Lev Fielding zitting hield zaten 24 eiland bewoners van Japanse afkomst in kleren die zij alleen bij speciale gelegenheden drogen. Geen wet schreef voor dat zij alleen op de achterste plaatsen mochten zitten zij deden het uitsluitend omdatSan Peidro dat van hen verwachte, zonder dat het een wettelijke voorschrift te willen noemen
Atina'da Kadınların Durumu
In conservative Athens, women were generally considered fertile fields in which the male seed might be sown to produce children, preferably male, so Athenian women were mostly confined to quarters, living out their dreary lives in badly lit, badly ventilated rooms, and ill-fed into the bargain. In Athens, the girls were fed less than the boys on the theory that males were needed for the army and there wasn't enough food to go around in nonagrarian Athens to feed everybody.
Sayfa 19 - David R. GodineKitabı okuyor
Geri111
116 öğeden 111 ile 116 arasındakiler gösteriliyor.