Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selim

"Hadi çabuk ol. Yeter artık. Gel buraya. Bizimle beraber olman lazım. Böyle biteviye sütçü dükkanında kalıp, yeniden doğmuş numarasıyla oturamazsın. Seni bekliyoruz. Alıp götüreceğiz. Her şey, bütün insanlar seni bekliyor. Onların arasında oynadığın oyunu bitirmeye mecbursun. Yeniden doğulmaz. Doğsan bile n'olacak? Seni iki senede, iki senede değil, iki günde aynı insan ederiz. Aynı kendini düşünen, aynı haris, aynı kıskanç, aynı kötü huylu, aynı sarhoş, aynı budala oluverirsin. Seni aynı hastalıkla yıkmak için elimizde her şey var. Hem canım sen nasıl bir dünya istiyorsun? Görülmemiş, işitilmemiş, tadılmamış, yazılmamış, yaşanmamış... Olur mu böyle şey? Hadi gel. Dön her günkü hayatına. Akşam artık süt içmeyeceksin. Sana halis, içine su ile ispirto karıştırılmış pekmez içireceğiz. Öylesine hayattan hoşnut olacaksın ki şimdiki gibi elle tutulamayan, gözle görülemeyen, yalnız işte böyle ara sıra sezeceğin ümitlerle yapılmamış ama belli, göze görünür şarapla başlayan yalancı kahramanlıklarla dolu ümitleri bulunca karşında, sabahki halinden utanacaksın. Yarın sabah yine her sabahki gibi ağzın küflü, yapış yapış, bezgin uyandıracağız seni."
Sayfa 63
Reklam
"Gerçekleşmesi imkansız hayal yoktur, tembel insan vardır," demiştin. Ben de içimden "Ne ukala adam!" diye geçirmiştim. Kabul et, o zaman ukalaydın. (...) Biraz önce yağmur kesildi. Eve geldim. Şimdi sana bir haberim var: Ben sonunda gerçekleşmesi imkansız bir şey buldum. O mektubu yazmamış olmanı hayal ediyorum. Hatta neye kızdığını bana söylemeni, beni sevmeni, seni sevmeyi, birlikte yaşlanmayı istiyorum. O kemeri boynuna geçirmediğini, boğularak ölmediğini, bu mektuba yanıt verebilmeni hayal ediyorum. Hodri meydan!
Yanındaki kadını görmüştüm. Evet bu bir kadındı. Hayır... Bu bir kadınsa muhakkak bütün hislerden sıyrılmak ve uzun boylu vücudunu tetkik etmek lazımdı. Bedava bakan bir belediye doktoru kayıtsızlığıyla: — Soyun insan! demeliydim. O soyunmalıydı. Memelerini uçlarından takma olmasın diye tutup tutup bırakmalıydım. Eğer derisinde biraz ışık, bir lokma hararet varsa bir parça kesmeli, mikroskopla bakmalıydım. Hücreler harekette miydi? Atomların alacağı ve aksettireceği ışık da bana oyun oynayabilir, inanmamalıydım: Evet bu bir kadındı. Saçları uzamış, kirlenmiş, boyanmış, yıkanmış, tekrar boyanmış, bazan berberde bu saçlarla uzun müddet uğraşılmıştı. Bu bir kadın yüzüydü. Yaşı var mıydı? Deri buruşuk muydu? Hayır, deri bilakis gergindi. Yaşı bilakis hiç yoktu. Acaba bu kadın daha doğmamış mıydı? Ben bu çehreyi, bir ana karnında daha teşekkül etmeden hangi acayip tesadüfle görmüştüm? Ve o zamandan beri hiç değişmemiş miydi?
Sayfa 107 - İhtiyar TalebeKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kabrime çiçek getirenlere gülerim; Gafil kişilermiş şu insanlar vesselam; Bilmezler ki bu kabirle yoktur alakam; Ben o çiçeklerdeyim, ben bu çiçeklerim.
Sayfa 181Kitabı okudu