Bazı vakit, birileri ile olsak dahi yalnız kalırız. Bu meseleyi anlatan nice söz, nice şiir vardır fakat hiçbiri Sait Faik gibi anlatamaz: "Sanki ben her akşam onunlaymışım gibi, bir yalnızlık duyuyorum." Tam anlamı ile yalnızlık, çok fena sevgili okur. Siz siz olun, kendinizi dahi yalnız bırakmayın. Var olun.
Sait Faik Abasıyanık -
Çocuklarımız bizim imtihanımızdır.Kur'an'a baktığımızda insanlığın ilk Peygamberi ve ilk Ata'sı olan Adem Aleyhisselam'la birlikte çocuk imtihanının da başladığını görmüş olursunuz. İnsanlığın ikinci atası olarak kabul edilen Nuh Aleyhisselam'ın hayatına baktığımızda O'nun da en büyük imtihanı oğlu Kenan idi. Nuh (As) bir ömür "Yapma oğlum, etme oğlum, iman et oğlum" dedi.Lakin Kenan, babasını dinlemedi, meydana gelen tufan'da ölüp gitti. Hazreti İbrahim'in hayatına baktığımızda 80 yaşına kadar çocuksuzluk O'nun imtihanı olmuştur. Daha sonra oğlu İsmail (As) kurban meselesi'nde Hz.İbrahim'in imtihanı olmuştur. Hazreti Yakub'un hayatına baktığımızda 12 tane oğlu var,hepsi birbirini kıskanıyor ve birbirlerini kıskanan Kardeşler, kardeşleri Yusuf'u (As'ı) götürüp bir kuyuya atıyorlar.Biz bunları Kur'an'dan öğreniyoruz.Madem ki,çocuk imtihan ve Allah, bize o imtihanı tattırdığı zaman ortalığı velveleye vererek değil, kendimizi gelen çocuğun külfetine göre hazırlayarak, bazı şeylerin tedbirini önceden alarak Allah'ın izniyle, o çocuk ni'meti bizim için göz aydınlığı olacaktır. Peygamberimiz (Aleyhissalatu vesselam) hadisleri'nde "çocuğun göz aydınlığı" olduğunu ifade eder.. ve yetiştirdiğimiz her çocuk bizim, salih amellerimiz olacak..
4-5 Haziran/Huzur...
Bisikletimi aldım ve sürmek için sahile gittim. Hava yağmurluydu, yerler ıslaktı. Ama sorun değil yağmuru çok severdim. Bazen ıslanmak için yağmurda yürüyüşe çıkardım. Bugünlerde yağmuru daha çok seviyorum çünkü güneşli günlerde aklım daha fazla sende kalıyor, seninle daha fazla meşgul oluyorum. Bu aslında iyi bir şey olmalıydı sevgili, aklımın
Gerçek Tedbir Budur
Hepimiz çocuklarımızdan şikâyet ederiz. Hatta böyle giderse herkes şikâyetçi görünüyor. Fakat hiçbirimiz kendi hatalarına bakmaz. “Zamane çocuğu” der geçer. “Zamane çocuğu” ne demekse öyle garip bir ucubedir ki, yapılan gayri meşru işleri bile meşrulaştırmaktadır. Hacı hoca bile çocuğunun işlediği haramlar karşısında “Ne yapalım zamane çocuğu”
karanfil
(16 Haziran 2004)
Ayça okulunun kapısından koşarak çıkarken etrafına göz gezdirdi. Tanıdık hiçbir yüz görmemenin verdiği üzüntüyle omuzları çökmüştü. Bugün annesi de babası da onu okuldan almaya gelmemişlerdi.
Bu çok sık yaşanan bir durum değildi. Sadece annesinin ve babasının işi olduğu zamanlar olan bir durumdu. Babası muhtemelen daha işten
Siz olsaydınız ne yapardınız?
Kendisini karşılayan sekretere;
Nazif Beyle görüşmek istediğini söyledi.
Bunun üzerine sekreter birden ciddileşti: 'Nazif Bey mi?'dedi.
'Evet, Nazif Bey!' diye cevap alınca,
hüzünlü bir ses tonuyla 'Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yıl oldu.' dedi.
Hiç beklemediği bu haberle bir acı saplandı