Sonunda tüm yaşamı düşler oldu, bu değişimle birlikte de gerçek âlemle düş âlemi yer değiştirdi sanki ve şöyle bir terslikle yüz yüze kaldı; uyanıkken uyuyordu, uykudaykense uyanıktı.
Sayfa 23 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ve bütün bunları yapan güzel bir başın tek bir dönüşüyle bir çift güzel gözün kaçamak bakışıydı. Bir şey duymadan, görmeden, hiçbir şeye aldırış etmeden, güzel ayakların hafif adımlarını izlemeye başladı. Yüreğinin vuruş hızına uyarak uçan adımlarını kadının adımlarına uydurmaktan başka düşündüğü bir şey yoktu.
Arada bir, aceleyle işe giden Rus köylüleri görülür; çizmeleri öylesine kireç lekesi içindedir ki, sularının temizliğiyle ünlü Yekaterina Kanalı'na sokup çıkarsanız bile temizleyemezsiniz.
Siz şu kilise inşaatı karşısında duran iki şişko vatandaşı, kilisenin mimarisi üzerine bir fikir tartışmasına mı tutuşmuş sandınız? Hiç ilgisi yok! Şu iki saksağanın dalda karşılıklı oturuşlarının ne tuhaf olduğu üzerine konuşuyor onlar!
Nasıl da tuhaf, nasıl da anlaşılmaz oyunlar oynuyor alınyazımız bize! Acaba arzuladığımız şeye hiç kavuştuğumuz olmuş mudur... kavuşmak için var gücümüzü harcadığımız bir şeyi elde etmişliğimiz? Galiba bunun tam tersi oluyor hayatta.
Sayfa 42 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Öyle beller görürsünüz ki burada, bir kez olsun düşünüze bile girmemişlerdir: Şişe boynundan daha kalın olmayan, incecik, daracık beller; karşılaştığınızda ne olur ne olmaz diye saygıyla biraz yana çekilirsiniz, sakar bir dirseğin hafifçe dokunuşuyla bir kaza çıkmasın diye...
Hatta yüreğinizde ürküntüyle korku arasında dalgalanmalar olur, özensizce bir nefes alıp verişin bile doğanın ve sanatın bu harikulade varlığını un ufak edebileceğinden endişe duyarsınız.
Sayfa 5 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Bilindiği üzere Gogol ve Puşkin Rus edebiyatının öncülerinden. Dostoyevski’nin meşhur “Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık” sözünü üzerine en merak ettiğim öykü haliyle paltoydu. Gerçekten anlatım oldukça etkileyiciydi, paltoyu diktirmek için birlikte tasarruf yaptık adeta ve Rusya’daki memur yaşamının dramını ve insanın içindeki kötülüğü öykünün sonuna karışmış mistik havayla birlikte okudum.
En merak ettiğim öykü palto olmasına rağmen en sevdiğim portre oldu. Anlatımdaki heyecan ve canlılık müthişti. Portrenin gözleri gözümde canlandı. Bunun yanında dönemin sanatçısı olmakla çağlara meydan okumak arasındaki ince çizgiler çok güzel verilmiş. Öykünün sonlarına doğru babanın oğula verdiği mesajlarda Gogol’un ilerleyen yaşlarında büründüğü manevi havayı sezdim. Bilindiği üzere Gogol yaşamının sonlarında eleştirdiği kiliseyi övmüş, insanlara rehberlik etme misyonu edinmiştir. Bu durum yaratıcılığını engellemiş, hatta Matyev Konstantinovski isimli gerici bir rahibin etkisinde kalarak Ölü Canlar’ın ikinci cildinin el yazmalarını yakmıştır. (Kaynak: Vikipedi)
Burun öyküsünde gerçeküstü bir deneyim sizi bekliyor, Neva Bulvarı’ndaki betimleme ve anlatım da mükemmeldi. Yüksel bir yerden bulvarı saatlerce izlemişsin hissi uyandırdı bende.
Bir delinin hatıra defterini izaha gerek yok. İspanya kralı olan bir memurun delice hikayesini okuyoruz :) Erdal Beşikçioğlu’nu oynarken izlemiştim öyküyü okumak bana o anları tekrar yaşattı. Monologun akıcılığı ve deliliği ağızda kekremsi bir tat bıraktı. Keyifli okumalar :)