Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aikido denge ve enerji prensipleri üzerine kurulu bir dövüş sporudur. Aikido'nun temel felsefesi şudur: Eğer biri sana saldırıyorsa, o kişide akli dengesizlik vardır. Bu bağlamda, aikidocunun görevi saldırgan yeniden denge sağlayana kadar onu alacağı kötü kararlardan korumaktır. Bu sebeple, aikidoda saldırganla doğrudan güç uygulanarak yüzleşilmez. Bunun yerine becerikli taktiklerle saldırgandan kaçınılır. Böylece saldırının enerjisi dairesel hareketlerle yıkıcı olmayan bir harekete döjüştürülür. Hamle doğru bir şekilde uygulanırsa ne saldırgan ne de kurban saldırıdan zarar görür.
Sayfa 124 - Psikoterapi Enstitüsü Eğitim YayınlarıKitabı okuyor
Dicle me ez, Denge Dicleye, Qirina ku olan dide, Hawara ku bang dike, Strana ku dibêje.
Reklam
Biz insan olarak, bünyemizde birbiri ile iç içe ama aynı zamanda birbirinin zıddı gibi görünen birçok özellik barındırıyoruz. Madde ile mana, dünya ile ukba, kalp ile akıl, beden ile ruh, duygu ile düşünce, iş ile aile bunlardan sadece birkaçı. Bizler bir sarkaç gibi bu noktalar arasında gidip geliyoruz. Ne zaman ki bizler, bizi oluşturan bu özelliklerin arasında bir ahenk ve denge yakalıyoruz, işte o zaman hayattan keyif alıyoruz. Bu dengeyi ve ahengi kaybettiğimizde ise kara bulutlar etrafımızı sarıyor.
Sayfa 103
Gelgelelim, oynaşmayı önemli ve ciddi kılmakla, hafifligini yok etmiş, zorlama, zahmetli, abartılı bir şey haline getirmişti. Vaat ile güvensizlik arasındaki dengeyi bozmuştu (gereği gibi sağlandığında, bu denge oynaşmadaki ustalığın göstergesidir); çok ateşli vaatlerde bulunuyor ama kendi açısından vaatlerin güvencesi olmadığını açıkça belirtmiyordu.
Sayfa 157
Denge
Babam derdi ki, bu kadar iyi olma. Sen bu kadar iyisin diye evrenin bir yerinde birileri o kadar kötü olmak zorunda kalıyor. Evrenin tek sorunu denge…
Reklam
İnsan beyni ve vücudu keskin değişimlerden nefret eder.Eğer bir değişim yapacaksan bunu vücudun denge şartları içerisinde uzun bir döneme yayarak ve alışkanlık haline getirerek yapmalısın
Kendini bilen, Rabb'ini bilir. Bir kimse nefsini bilerek kendinde tecelli eden Hakk'ı bilmeye başlar. İnsan-ı kamiller ise nefslerini bilmekle Allah'ı bilirler. Çünkü onlar "makamsızlık makamı"na ulaşmışlardır ve merkezdedirler. Kendini tanımak insana mutlak özgürlüğü getirir, kişiyi orijinal haline döndürür, çünkü kendini
Sayfa 14 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
O
Tanrı erkek bir ilah olarak başladığı için, tek Tanrıcılar genellikle ona erkeği belirten 'o' zamiri ile atıfla bulunurlar. Son yıllarda feministler buna anlaşılır biçimde itiraz etmektedirler. Bense Tanrıya erkeklik atfedenlerin düşünce ve anlayışlarını kaydettiğim için bu zamiri korudum Gene de Tanrıdan söz ederken ortaya çıkan eril tınının özellikle Ingilizcede sorun oluşturduğunu belirtmek gerekir. İbranice, Arapça ve Fransızcada ise, dilbilgisindeki cinsiyet ekleri ilahiyat söylemine bir tür cinsel kontrpuan ve diyalektik kazandırıyor ve İngilizcede bulunmayan bir denge sağlıyor. Örneğin Arapçada Allah dilbilgisi bakımından erildir, fakat Tanrı'nın ulaşılamaz tanrısal özüyle ilgili sözcük ez-zat ise dişildir.
Reklam
Kadın olan evde, erkeğin anlayamayacağı bir denge vardır elementler arasında.Erkek her birine vakıf olduğunu düşünse bile, onların nasıl bir uyumla işlediğini bilemez.Kadın gidince evin dokusu bozulur, susuz kalmış çiçeğe benzer, solar.Küçük şeylerin izi silinir.Eşyanın dili tutulur, ev sağırlaşır.
William James'e göre: Özsaygı, dikkatle ölçülmüş insanın hevesleriyle kabiliyetlerinin hizaya sokulmasına yönelik bir denetim ve denge sorusuydu.
"Hayatta olmak demek iniş çıkışlar yaşamak, dengesizlikler içinde denge bulmak demektir. Her şeyi dengeli bir hayat bize göre değildir ve ölümle eş değerdir."
Bağımlılık eğilimi her insanda vardır ve bu, onun toplumsallaşmış olmasının doğal bir sonucudur. Bir insanın kendi kendine yeterliği ve başkalarına bağımlılığı arasında belirli bir denge olması gerekir. Eğer bu denge bağımlılık yönüne doğru fazlaca kayarsa ortaya bazı sorunlar çıkar. Bir insan diğer bir insana aşırı oranda bağımlıysa bu onun kendi varoluş sorumluluğunu üstlenmekten kaçınmakta olduğunu gösterir. Böyle biri diğer insana muhtaç olduğu oranda ona yönelik düşmanca duygular da taşır. Çünkü varoluşunun sorumluluğunu ve kaderini bir başka insana teslim etmiştir. Bu, kendi sorumluluklarını üstlenmiş iki insanın birbirine bağlılığından farklı bir durumdur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.