Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Denge
Sizin alınız al inandım. Sizin morunuz mor inandım. Tanrınız büyük amenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba. Bütün ağaçlarla uyuşmuşum Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Min stranek çêkir bi denge xwe, Min pêşkeş kir bi saz û awaza xwe, Êvar borî dekevê ronahiya min
Reklam
"sürekli bir mutluluk arayışındayız. her an her dakika mutlu olmayı beklemek hiç mantıklı değil. neşeyi ancak üzüntüyü öğrendiğinde anlarsın.en yüksek doruklarda gezinen bizler, bazen en derin kuyulara da düşebiliriz.bir denge var.güzelliği de burda" Anne with an E
"Denge madde lehine bozulunca insanın nefsi, mana lehine bozulunca da ruhu öne çıkıyor, biri diğerini bastırıyor Can Yunus!"
İnsan ,bedeninin dışına çıkıp kendine bakabilmeliydi. Nasıl göründüğünü, nasıl davrandığını, nasıl düşündüğünü anlayabilseydi, karşındakinin üzerinde yarattığı etkiyi analiz edebilseydi, belki o zaman dengede durabilirdi. Denge, etrafımızda olan her şeye rağmen olmamız gereken kişi unutmamak değil miydi? Anlamak gerekirdi: Kendini anlattığın gibi değil karşındakinin yorumladığı gibiydi onun zihnindeki izin…
Ben artık insanları anlamaya çalışmaktan, alttan almaya çalışmaktan, akışına bırakmaktan da fazlasıyla yoruldum. Lütfen biraz denge lütfen.
Reklam
Zekat
Mali bir yükümlülük olan zekât, kişinin dünya malına karşı dengeli bir duruş içinde olmasını sağlar. Toplumsal boyutları açısından değerlendirildiğinde, kardeşlik ve paylaşma duygularını geliştirir. Zekâtını veren zengin, servetini mü’min kardeşiyle paylaşmanın hazzını, güzelliğini yaşar. Bilir ki verdiği zekât hem bu dünyada arınması hem de ahirette ecir kazanması için Hz. Peygamberin deyişiyle “delil” olacaktır (İbn Mâce, Tahâret, 5). Yine Sevgili Peygamberimizin müjdelediğine göre, “Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder.” (Tirmizî, Cum’a, 79). İhtiyaç sahiplerinin bu paydan yararlandıkları sırada yaşadıkları sevinç ve memnuniyet, verenin gönlünde huzura ve genişliğe dönüşür. Böylece zekâtın tam olarak verildiği yerlerde denge ve sükûnet egemen olur. Yoksul, zengin kardeşinin malına kem gözle bakmak şöyle dursun, kendisi de yararlandığı için o malı kendi gözü, kendi malı gibi korur, kollar. Böyle bir ortamda, hırsızlık, kapkaç ve gasp gibi mali suçlar azalır, zamanla yok olur.
Hadi biraz felsefe konuşalım. “Kendini bilmek”ten bahsedelim. Öncelikle biraz alt bilgi vermek istiyorum. Ortadoğu medrese geleneğinde bazı ilimler alet ilmi olarak adlandırılır. Mesela mantık alet ilmidir. Çünkü ancak sağlam bir mantık alt yapısıyla diğer ilimler sağlıklı şekilde öğrenilebilir. Şimdi gelelim tekrar “kendi” ya da “kendilik”
Dostum, dostum güzel dostum Bu ne beter çizgidir bu Bu ne çıldırtan denge Yaprak döker bir yanımız Bir yanımız bahar bahçe
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Ruh bedenden kilometrelerce öteye gidebilmesine rağmen Beden ağır kalarak dengeyi sağlamakla ustalığını sergiliyordu Her şeyde bir denge ve ahenk olması düzeni koruyan mekanizmanın kendisiydi Lakin;ruhun özgürleştirildiği anlar da yok değildi Olmak istediği yerde bir saniyeliğine bile kalması Kendisine verilen bir ödüldü aslında Hatta bu eylemi sorunsuz sergilemenin mükafatıyla sahip olduğu bedene tekrar dönmesi de mucizenin apaçık var olduğunu gösteren bir delildi Aklın ve ruhunla burada ol! Her zaman olmuyormuş işte anlıyoruz Bazen yaşayarak bazense yaşatarak Ruhun neredeyse sen de oradasındır aslında.. İnsanı bir et yığını olmaktan kurtaran sistemlerin en güzelinin ilk çivisini bir nefes serüveni başlattı Kudret sahibinin verdiği ülfet değerlerin en üstünüydü Her bir hücreye verilen kopya ile mananın sırrı şifrelendi Yaşama sadece mantık ile değil gizli manalarla bakma öğretildi Hakkı verilmeye çalışılsa da en mahrem güzellikler zamanla  hasletlerini yitirmeye başladı Özlem duydukça da bedendeki çürüme ve tahribat onarılmamak üzere Ta ki sevgiliye kavuşma anına kadar devam edecekti... 4/9/2023 Pınar PEKĞÖZ
Reklam
Geç kaldığımız bir zamanda bunu tam olarak anlayacağız
İnsanlık bence canlılar arasında gerisin geri gitmeyi becerebilen tek tür. İmkan ve teknoloji bu kadar gelişsin ama insan hala yaşadığı şu tek alanı -en azından şimdilik böyle olduğunu biliyoruz ki bunun bir önemi yok- böylesine bozmaktan çekinmesin. Yahu hayvanlar bile -ne yazık ki 'bile' demek zorundayım- bu konuda insanlardan daha önde. En azından yaşadıkları alanları, ekolojik sisteme zarar vermeden bir denge ile sürdürebiliyorlar. Aslında aşağı gördüğümüz türlerden maalesef 21. Yüzyılda daha ilkel bir durumdayız.
'Yaşayanlar bir gün ölür' elbette ağaçlarla balıklarla kuşlarla ben âmenna 'ağlayanlar bir gün güler'
open.spotify.com/track/4I1JXqEZF... Bazen güçlü bazen kırılgan Yorgun düştüm denge bulmaktan En son cümleye hapsolmaktan Başka bir yol var
Denge
Siz ne derseniz deyiniz Benim bir gizli bildiğim var, Sizin alınız al inandım, Sizin morunuz mor inandım, Ben tam dünyaya göre, Ben tam kendime göre, Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız.
İnancımı yitirdiğimde gök yeniden aydınlanıyor, her şeyin mümkün olduğunu düşündüğümde, ufuk feci bir fırtına gelecekmiş gibi kararıyordu. Işıktan kurşun ağırlığına, kurşun ağırlığından ışığa gidip geliyordum. Tam bir dengesizlik içindeydim; ya da belki de asıl denge buydu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.