Havva Öztin Akarsu 'e ithaftır.
Yazmak zor be! Oh, bir öykü daha bitirdim. Sabah sabah( 6:00) ne yapsam ki? Yazılmaz da artık anasını satim. Bari bir öykü kitabı okuyayım. Yerli bir kitap olsun. Tabii ya, yerli olsun. Şu kuşa bak yahu, nasıl da şakıyor sabah sabah. Deniz bey ne dediydi? Solovey? Solovey’in Türkçesi ne
Sen Ankara'da deniz
yok mu sanıyordun,
vardı astılar. .
6 Mayıs 1972 Dar Ağacında Üç fidan, üç yiğit, üç koca yürek, ölüme korkusuzca yürüdüler. Hayallerini, umutlarını, ailelerini geride gözü yaşlı bırakarak korkusuzca ölüme yürüdüler. Geride nice Denizler, Yusuflar, Hüseyinler bırakarak. Birkez daha Saygı ve de özlemle anıyoruz. .
Kartallar uçar mı bir harâbeden
Köprülerden benim yârim geçer mi
Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem
Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları
Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum
Avuçlayıp öpüyorum kumları
Bir karadelikten bakarken hayat
Meydan okuyanlar kim bu serâba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar ceylan koşması
Sen nasıl bu kadar yollar
Gün biter
Ve aylardan yine Mayıs
Yel eserken dalgaların munzur inleyişi
Bir feryat gibi haykırırken güneş denize
İnlemeli arş-ı ala
Bu kadar güzel kokmamalı bu mevsim
Bu feryat bu inleyişe inat parlamamalı bu deniz
Bu bir bitiş bir son ve bir yıkım gibi uğrarken
Bir gülüşe armağan etmemeli
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni:
Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliçten.
Vapur düdükleri ötmededir.
Etraf alacakaranlık,
Köprü açıktır henüz.
Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam…