İşgale uğrayan bütün memleketlerin, asırlardan beri başına gelenler tabii bizim başımıza da gelmiş, vatan muhabbetini, millet sevgisini, her çeşit hamiyet ve kahramanlığı o zamana kadar hiç kimseye, bilhassa, cephelerde köpekler gibi düşüp ölenlere bırakmayan beyler, paşalar, zenginler, münevverler, alimler, serbest meslek erbabının sivrilmişleri.- Tabii hepsi değil fakat yüz de doksan sekizi- birdenbire düşmanla sarmaş dolaş olmuşlar- dı. Düne kadar Türk ordusuna küflü saman, kurtlu bakla vesaire veren ve milyonlar kazandıktan başka birer de harp madalyasına layık görülen müteahhitler, derakap düşman ordusuna en birinci malzeme satmaya başlamışlardı. O zaman "Kızılelma", "Altaylar", "Turan illeri'', "Ergenekon ... " diye bağırıyorlardı, şimdi "Düvel-i muazzama dostluğu", "lngiliz muharipler cemiyeti", "Amerika mandası", "Anadolu'nun eşkıyalardan istihlası" laflarını ediyorlar, Enver'e söylediklerini, Talat'ın kulağını büktüklerini, Cemal Paşa'ya dert anlatamadıklarını hikaye ediyorlardı.