Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bezir’in öldüğünden haberi olmayan Derdâ, hayatı boyunca Bezir’den kaçacakmış gibi koşuyordu. Nereye gittiğini bilmeden. Beş yıldır koşmamış gibi. Sıçrayarak attığı adımlarını taşıyan bacakları yorulacaklarına, daha da hafifliyorlardı. Sokak lambalarının arasından, bomboş caddelerdeki şeritlerin üzerinden, bütün Londra’nın donup Derdâ’yı izlediğine kanıt bronz heykellerin önlerinden geçiyor ve hayatında ilk kez hissettiği bir duyguyla daha da hızlanıyordu: Özgürlük.
Sayfa 104Kitabı okudu
Mantıkçı pozitivizme göre ise, siyaset felsefesinin siyaset bilimine hizmet eden yardımcı bir disiplin olarak, siyaset biliminin özgürlük, eşitlik, adalet vb. temel kavramlarının anlamlarını açık kılma uğraşı içinde olması gerekir.
Sayfa 39 - ayırabilir miyiz? ve hiyerarşi kurabilir miyiz bilmiyorum?Kitabı okudu
Reklam
Liberalizme göre, mükem­meliyetçi siyaset anlayışı, bireyin belirli bir iyi tasavvuruna göre dizayn edilmesini esas aldığı, dolayısıyla da siyasal iktidarın bi­reysel özgürlük alanına müdahalesini gerektirdiği için kötüdür.
Liberalizm, ontolojik ola­rak bireye öncelik atfederek, değerlerin, bireyin özgür seçiminin bir ürünü olduğunu varsaydığı için ahlakı bireyin varlık ko­şulu olarak görmez. Liberalizmin her türlü mükemmeliyetçi si­yaset görüşüne karşı olması bu anlayışın bir sonucudur. Liberalizme göre, tipkı diğer seçimler gibi ahlaki seçimler de, bireyin özgürlük alanında olduğu için, siyasetin, bireyi ahlaki olarak yetkinleştirmek gibi bir amacı olamaz. Buna karşın, topluluk­çuluk, bireyin; karakterini, kimliğini, dolayısıyla da varlığını ait olduğu topluluğun değerler sistemi içerisinde kazanacağını ka­bul ettiği için, ahlaki değerlerin korunması, geliştirilmesini ve bireyin bu değerler yoluyla kendisini en yetkin biçimde gerçekleştirmesine uygun koşulların oluşturulmasını siyasetin asli işle­vi olarak görür.
Marx ve liberalizm
Liberaliz­me göre, özgürlük; bireyin herhangi bir birey, grup ya da kurumun müdahalesiyle kısıtlanmamış seçim alanına karşılık gelir. Böylece, liberalizm, özgürlüğün, ne kadar doğru bir seçim yapılabildiği ya da seçimlerin ne ölçüde hayata geçirebildiği ile değil, yalnızca bireyin seçim alanı açıklığı ile bağlantılı olduğunu varsayar. Bu varsayımın bir sonucu olarak, liberalizm, açık bir seçim alanına sahip olmayı bütün bireyler açısından güvence altına alacak olan hukuk karşısındaki eşitliği, bireylerin özgür olabil­melerinin yeterli koşulu olarak görür. Buna karşın Marx, özgürlük için daha ileri düzeyde bir eşitliğe ihtiyaç oldu­ğunu düşünür. Pozitif bir özgürlük anlayışına sahip ol­ması nedeniyle, özgürlüğü, yapabilirlik kavramı temelin­de ele alır. Marx için yapabilirlik, bireyin kendini gerçek­leştirebilmesi demektir. Ona göre, söz konusu kendini gerçekleştirme, bireyin sahip olduğu niteliklerle ve bire­yin nitelikleri de içerisinde bulunmuş olduğu toplumsal koşullarla bağlantılı olduğundan, özgürlüğün hayata geçirilmesi, eşitliğin yalnızca hukuki boyutuyla değil aynı zamanda ekonomik boyutuyla da hayata geçirilmesini gerektirir. Bu yüzden Marx, ekonomik eşitsizliklerin mevcut olduğu bir toplumsal düzende, hukukun ekonomik yön­den güçlü olan sınıfın çıkarlarına hizmet edeceği, dolayı­sıyla da hukuk karşısındaki eşitliğin (hak eşitliği), özgür­lüğün lehine değil, aleyhine işleyeceği düşüncesindedir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Klasik Siyaset Felsefesi/özet
Kozmos anlamlı bir bütün, teleolojik bir örgüyü ifade ettiğin­den iyiler arasında bir çelişki söz konusu olamaz. Tikel için iyi olan tümel için kötü, tümel için iyi olan tikel için kötü olamaz. Çünkü bütün iyiler tek bir iyiye (salt form, iyi ideası) yani kozmosun anlamına doğru yönelmişlerdir. Siyasal ve toplumsal bağlamı ile düşünecek olursak,
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.