İki yıl önce yazmışım en son.. Sosyal medyada istikrar sağlayabildiğim vaki değildir zaten. Ama insan içini kemiren şeyleri bağırmadığında (ki sükuttan daha kuvvetli bir bağırma varsa o da kelimelerdir) içi çürümeye başlıyor. Kısacası küfümü pasımı silmeye geldim..sonra yine gider yine gelirim..zaten mayamız gitmelerden değil mi?
"Eğer önündeki kapılar bir daha yüzüne kapanacak olursa,hayatının sona ermediğini düşün.Sona eren şey yalnızca hayatlarının birincisidir ve diğeri başlamak üzere sabırsızlanmaktadır.O zaman bir gemiye bin i, seni bekleyen bir kent vardır."
"Her sabah kalkıp deli gömleklerini hayat diye sırtımıza geçiriyoruz.Envai çeşit zehri kader belleyip içiyoruz kristal kadehlerden.Ertelenmiş gibiyiz."
Henüz inceleyip anlayabilme fırsatım olmadı ama güzel bir uygulamasın :) içinde kitaplar kelimeler olan şey doğası gereği güzeldir zaten. Ama seni de tüketecekler,tüketeceğiz el birliğiyle....O gün gelene kadar sadra şifa kelimeler biriktirmeye bakarız o halde.Zaten insan bitmek bilmez bir şifa arayışı içinde değil mi? Bulana, buldurana 'aşk' olsun.Bu satırlar da (içimdeki) geceye bir not buraya bir mukaddime olsun...