Eğer yaşam bir bütün olarak anlamsızsa bile, bunda üzülecek bir şey yoktur. Muhtemelen onu olduğu gibi kabul edebilir ve yaşamımızı önceden olduğu gibi aynı şekilde sürdürebiliriz. Zor olan, önünüzde ne olduğu hakkında gözlerinizi açık tutmak ve kendi yaşamınızın ve ilgi duyduğunuz başkalarının yaşamlarının anlamını kendi içinizden hareketle bulmaya çalışan gerekçelendirmelere izin vermektir.
Nietzsche’nin duygularını çok daha iyi anlıyordu şimdi; yeni şafaklar ve altın olasılıklar keşfetmek, zengin, cesur bir ruha âşık olmak; herkes, en azından bir kez, yaşamında böyle bir şeye ihtiyaç duyar.
“Ama bizler toplumsal kısıtlamaları reddeden ve hür düşünen idealist insanlarız. Kendi ahlâki yapımızı oluşturabilme yeteneğine sahip olduğumuza inanıyoruz.”