Hem bunu yapabilse bile neye yarardı?Büyük karanlıklar bu yüzden daha mı az karanlık, yanıtsız sorular bu yüzden daha mı az umut kırıcı, sonsuza dek gücümüzün yetemeyeceği şeyler karşısında duyulan çaresizlik daha mı az acı verici olacaktf? Bu yoldan yaşam mı açıklanacak, anlaşılacak ve bir eşkin at gibi mi koşulacaktı? Ya da bizi her zaman fırtınada taşıyan ve aslını aramak istersek bizi hemen suyun içine süpüren heybetli bir yelkenli miydi? Kimi zaman bu, önümde yeryüzünün ortasına kadar uzanıyormuş gibi görünen bir deliktir. Bu delik ne boşaltacaktır dışarı? Özlem mi? Umut mu? Mutluluk mu? Hangisi? Yorgunluk mu? Alın-yazısına boyun eğiş mi? Ölüm mü? Niçin yaşıyorum? Evet, niçin yaşıyorum ben?
Hayatta en değerli üç şey nedir bilir misin?»
«Nerden bileyim sayın Başsavcı? Ben daha hayatın kendisini arayıp durmaktayım.»
Georg, «Bunlar erdem, gençlik ve saflıktır,» dedi. «Bunları bir kez yitirdin mi bir daha ele geçiremezsin.