Her hayat bir kitapmış meğer. Yaşadıklarımı anlatsam kitap olur derler ya hani. Okurken bambaşka dünyaya girdiğim, kendimi içine hapsettiğim kitaplarıma bir alıntı olabilirmişim aslında. Her insan bir acı, bir deneyim, bir ümit ve bir ümitsizlik...
Geçenlerde ilk defa kocaman şehrin ışıklarını en tepeden görme şansım olmuştu , ben hep köyümün yıldızlarını izlemeye alışkındım oysa ki. O ana kadar gördüğüm en kalabalık yer gökyüzüydü. Ve ben yalnızca gökyüzüyle barışıktım, gökyüzünü hep yalnız izlerdim. Şehrin ışıklarını izlerken "O" vardı yanımda ve sırf o olduğu için ben yıldızlardan vazgeçtim.
Çocukluğuma kırgınım ben. Neden mi? Bir çoçuğun yaşaması gereken hiçbir şeyi yaşamadım. Korkularım oldu hep. Dizlerimde veya kollarımda sıyrıklarım olmadı mesela.Atılganlığım olmadı,oyunları da dersleri de gerilerden izlerdim ben. Bir yaramazlık bile yapmadım gidipte bir komşunun canını yakamadım. Keşke düşseydim keşke küçüklüğümden kalan bir kaç izim olsaydı. Belki şimdi hayata karşı daha dik ve daha cesur durabilirdim. Düştüğümde kalkıp tekrardan oyunuma devam edebilseydim keşke. Ama ben hep korktum, kendime ikinci bir şansı tanımadan oyunu terkettim ben😞