Dinin varlığını devam ettirdiğini, ölmediğini kabul edenler için de din ancak “yoksunluk (deprivation) teorisi” ile açıklanabilirdi. Yani artık din, sosyal ve benzeri bakımlardan alt seviyede olanların tepki aracı olarak kullandıkları bir mekânizmanın adıydı.
İmâm Mücâhid de şöyle buyurmuştur:
“Kimin gücü, temiz olarak, Allahı anarak ve Allah'tan af dileyerek gecelemeye yetiyorsa mutlaka böyle yapsın. Zira ruhlar hangi durum üzere bedenlerden çıkarlarsa mahşere de aynı durumla girerler.”