Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Din ona bir şey ogretmisti: Dini yüreğinde yaşayanlar Yaradan'ın yolunda sessizce var olurken, dini aklında yaşayanlar diğerlerinin üstünde olusturdukları egemenlikle kitleleri yönetmek için varlardı.
"Allah Teâlâ'nın hakiki müessir olduğu inkâr edilmediği takdirde, ölülerin ruhlarından medet dilemekte ve şeyhlerden manevî istimdatta bulunmakta bir sakınca görmeme"nin boş ve en bâtıl bir fikir olduğunda şüphe yoktur. Herhangi bir dîne intisap eden hiçbir toplum, Allah Teâlâ'nın hakiki müessir olduğunu inkâr ve yine hiçbiri putların ve diğerlerinin müessirlikte Allah'a ortak olduklarını iddia etmez. En vahşi bir yerde yaşayan Rus halkı da kendi teslisinin [trisinin] yalnızca bir şefaatçı ve Allah ile aralarında vâsıta [aracı] olduğunu söyler. Bu konuda Arablar'ın, câhiliye döneminde söyledikleri şiir ve kasidelerini incelemeye ya da dînler tarihini bilmeye gerek yoktur. Kur'ân'daki sayısız âyet, müşriklerin kendi putlarına yalnızca birer vâsıta olarak inandıklarını bildirmektedir: O'nun [Allah'ın] berisinden birtakım velilere tutunanlar [O'ndan aşağıda başka veliler, hâmiler tutanlar) şöyle demektedirler: "Biz onlara, ancak bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye tapıyoruz!" (Zümer/3)
Sayfa 113 - İşaret YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
O halde 'ilk insan gibi', ya da 'Son Peygamber' gibi yerimizden doğrulalım, kalkalım, bize hiç yoktan verilmiş olan ve bizden mutlaka alınacak olan bu hayatı Allah razı olsun diye değerli kılalım, vahye uyduralım...
Sayfa 5
Yüce Allah'ın herhangi bir ayetini yalanlamakla, yine O'nun, Peygamber olarak gönderdiği kimselere iman etmeyi reddetmek arasında -ayeti yalanlama bakımından- hiçbir fark yoktur.
Sayfa 47 - Rıhle KitapKitabı okuyor
Birlik bilincinin kapisidir din. Allah'a duyulan sevgidir. Peki sevginin şekli olur mu? Sevginin emeği olur, şekli olmaz! Kimin Allah'a daha yakın olduğu asla bilinemez, etrafinizdakileri şekillerine göre yargilarsaniz, yaftalarsaniz sadece şeytanla işbirliği yaparsınız.
Sayfa 460Kitabı okudu
Tarihte, belki hiçbir uygarlık - şu anda bir kısmımızın istemeden de olsa- alt yapısını oluşturduğumuz Batı uygarlığı kadar insana ve evrene ihanet etmiş değildir. Biz bile - biz, yani Muhammedî olanlar, ya da Muhammedi olduğunu iddia edenler- bu uygarlığın şu veya bu biçimde hizmetinde bulunmakla insanlığa ihanet içindeyiz...Yeryüzüne şöyle bakınız... Orada, insanı aç, sefil ve perişan göreceksiniz... Orada, Doğulu, Uzakdoğulu, Ortadoğulu çocukların kanları üzerine yükseltilen bir 'Rambo' uygarlığı göreceksiniz...
Sayfa 4
Reklam
#İrfan #1000K
İrfanı hisarla kuşatmış Doğu,mabede bezirgan sokmamış.Yıllarca davar gütmüş, odun taşımış çömez...Meşaleyi çetin imtihanlardan sonra tutuşturmuşlar eline. "Emanetleri ehline tevdi ediniz." demiş din.
Ölenin arkasından sâdece onun iyilik ve güzelliklerinden söz edilmelidir. Hazret-i Âişe (r) vâlidemiz diyor ki: "Rasûlullah (sav) şöyle buyurdular: 'Bir arkadaşınız ölünce, artık onun hakkında ileri geri konuşmayı bırakın, aleyhinde konuşmaya kalkışmayın."
'Eğer bir kalp kararmış da katılaşmış ve taş kesilmişse, böyle bir kalbin yumuşaması ancak çürümüş bir ölüden ibret almasıyla mümkündür.'
Es'ad b. Zürâre (ra.) Allah Resulü ne (s.a.v) soruyor
"Nereden başlayalım ya Resülallah?" Bu soru çok mühimdir. Çünkü bize bakan bir yönü de vardır. Nedir cevap? "Evden." Bu dava böyledir; evden başlamayan bir davada hayır yoktur.
Reklam
Bu vatanın topraklarının olabildiği kadar çok ve geniş olması lazımdı. Ordu vatanın bekçisiydi. Onun ayak bastığı her yer vatan oluyordu. Millet ,bu vatanın içinde yaşayan herkesti. Bu milletin; bir din, bir dilek ve dil birliği olması şart değildi.
Can dostlarının yoludur din. Bir toplumun yanlış yorumlayarak uyguladığı kurallardan Islam'ı değil sadece o toplumun cehaletle şekillenmiş insanlarını sorumlu tutabilirsin.
Eski bir din kitabı Besmele için Kimyayı Saadet diyor; evet gerçekten saadetin kimyası!..
Bedenimin, maddi vücudumun, benliğimin özü olan ruhumun bir aleti, bir kemanı, bir silahı, bir donatımı olduğuna inanıyorum.
Sayfa 7 - Diriliş YayınlarıKitabı okuyor
ne zaman ki dinler, din simsarlarının eline geçti, o zaman durağanlaştı.
Eskiden dinî hareketler cazip değişim araçlarıydılar. Bir dinin muhafazakârlığı -ortodoksisi- bir zamanlar hayli etkin olan öz suyun atıl pıhtısıdır. Yükselen bir dinî hareket baştan aşağı değişiklikler ve deneylerle doludur ve her yönden yeni görüşlere, tekniklere açıktır. İslamiyet doğduğu zaman, örgütleyici ve modernleştirici bir vasıtaydı. Hıristiyanlık, Avrupa'nın vahşi kabileleri arasında bir uygarlaşma ve modernleşme etkisi yaratmıştır. Gerek Haçlı Seferleri gerekse Reform, Batı dünyasını Orta Çağ'ın uyuşukluğundan silkeleyip çıkaran hayati etkenlerdir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.