Şu iki sayısı ile ilgili şeyler, gece gündüz, kadın erkek, iyi kötü ve kitabın içerisinde defalarca kez vurgulanan o kısım, hatalarının dışarıda arayan ya da başına gelen şeylerden kendini sorumlu tutan bir birey..
Bu sizin hayat karşısındaki, duruşunuz tabi, burada da kendinden yola çıkan bir insan tasvir ediliyor. Dünyasını kendisi şekillendiren ve sonra hataları dışarıda arayan o insanın kendisine sunduğu o hayat, tabi bu noktada ister istemez din giriyor devreye, doğal olarak da Tanrı.
İnsan bir Tanrı değildir kabul, daha da fazlası Tanrı insana hizmet etmek için vardır. Düşünce dünyanızı alt üst eden bir düşünce.. Bütün gördüğünüz o şeyler sizden ibaret, kabul etmeyebilirsiniz bunu anlarım, ama gerçek anlamda paylaşmayı, kendinden bir şeyler vermeyi ilke edinmiş insanların Tanrısı da bu doğrultuda olmalı sanıyorum. Yani en azından düşüncede böyle bir çağrışım uyandırıyor.
Ve gelişim içsel olur. Dünya kendi içinizden en küçük halkadan güzelleşmeye başlar. Dışarıdan müdahale, bedeninize büyük gelen bir giysi gibi olacak ve o giysinin içinde kaybolacaksınız. Ülkeler de böyledir. Biz insanlar gibi, kitabı okuduğunuzda, ifade ettiğim şeyler ile benzerlikleri yakalayacaksınız.
Sizleri düşündüreceğini düşündüğüm, nereden başlamanız gerektiği konusunda tavsiyeler sunan bir kitap. Tekrara düşmemek adına Tanrılar Okulu'nu okuyunuz..