Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
181 syf.
3/10 puan verdi
Kitap belirli sohbetlerle ilerliyor. Aslında konu başlıkları güzel ama bir yeri beğenmedim. Felsefecilerin sözünü hangi kitaptan alıntıladığına kadar belirtip imam azamın sözünü sanki öylesine biri söylemiş gibi nerden alıntıladığını belirtmemesi hatta sözün sahibinden bahsetmemesi zoruma gitti. Kitaba küsüm
Dini Felsefi Sohbetler
Dini Felsefi SohbetlerFerit Kam · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 200323 okunma
Âkil geçinen güzîde nev'in Aldanmağa ihtiyacı vardır. İnsanla doğan bu eski derdin Zannetmeyiniz ilâcı vardır.
Sayfa 19 - DİB
Reklam
124 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sade bir anlatıma sahip olan kitap, bir çok imani meselede aklınıza takılan sorulara güzel bir hikayenin içinde akıp giderken cevap bulabileceğiniz ve Felsefi ve dini yönü ağır basan, kısa hikaye tadında bir kitaptır. Bir son bahar günü otobüs yolculuğunda tanışan genç öğretmen ile 60 yaşındaki hayatını bir ideoloji uğruna harcamış ve inanç sahibi olmayan bir adamın yollarının kesişmesi ile başlıyor. Öğretmenin o adamla yaptığı uzunca sohbetler sonucunda adam Allah'a iman ediyor. Bir yolcuyla yaptığı sohbetin hayatını bu kadar kökten değiştireceğini nereden bilebilirdi? Sabaha kadar devam eden sohbetin sonunda o artık bambaşka bir insandı. Neler konuştular, bir insanı bu kadar derinden etkileyebilecek konular nelerdi? Bu gerçek hayat hikayesinin sonu nereye vardı? Kitap bizimde aklımızda olan bazen kendi kendimize cevabını aradığımız bazı sorulara da cevap vermektedir. Almak istediğinizde size çok şey katabilir. Ama almak istemezseniz anlayamayacağız bir kitaptır. O yüzden bu kitap şüphesi olan herkesin okuması gereken bir kitap. Dini bir öğüt vermiyor ya da dinin emirlerini anlatmıyor. Sadece hoşgörü içerisinde din konuları, bilimsel ve felsefi olarak ele alan bir kısa hikaye tadında bir kitaptır.
Kendini Arayan Adam
Kendini Arayan AdamHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 201810,5bin okunma
Bugün en mükemmel piyano çalan bir adamı piyanonun başına oturtalım. Telleri kırık, ahengi serâpâ bozuk. Piyanistten bir güzel hava çalmasını söyliyelim. Biçare adam ricamızı kabul etsin. Hünerini göstermek için başlasın piyano çalmaya. Fakat ne fayda! Başarı sağlayamıyacak. Çünkü "do" perdesine basıyor "ve" sesi veyahut büsbütün falso bir ses çıkıyor. Piyanist yine o piyanist. Fakat piyanoda âhenk olmadıktan sonra ne yapsın, nasıl mahâret göstersin. İşte ruhla beden arasındaki mükemmellik ilişkisi böyledir. Yani ruhun mahiyetinde bir degişme yoktur. Yalnız vücuttaki tasarrufu o vücudun sahip olduğu istidada, gelişmeye göredir. Ruhla beden arasındaki bu mükemmellik ilişkisinden dolayı ikisinin tek bir şey olduğuna nasıl hükmolunabilir?
Tabiat kanunları alemin ayrılmaz unsuru olduğu gibi, irade ve hürriyetde yaratılışına nazaran insanın ayrılmaz parçasıdır, zira insanoğlunun niçin yaratıldığı hürriyetsiz anlaşılmaz. Jule Simone diyor ki: "Mesela, üç kışı bır odada bulunsak ikisi, ben yürümeye hazırlandığım sırada ilk önce sağ veya sol atacağıma dair aralarında bir bahse girişebilirler. Fakat onların hangisi benimle böyle bir bahse girişebilir?
Bilinen gezegenlerden birinin, hâli hazırı ile meselâ Güneş manzumesinden ayrılması farz edilecek olsa, aceba o gezegenin hali ne olur? Kendisinde tecelli eden feyiz ve gelişmeden eser kalır mı? Ne gezer… Derhal feyiz nuru, hayat fışkıran nuru, kemâli yok olmaya yüz tutar. İşte İnsan da tıpkı böyledir. Peygamberlik Güneşinden aldığı feyiz ve nurdan uzaklaşmaya ve ayrılmaya meylettiği dakika da mutlak karanlık âleminde kalır. Kendisinde nurdan, hayattan hasılı insanı diğer hayvanlardan üstün kılan özellik ve meziyetlerden eser kalmaz. Sözün kısası: İnsan neslinde topladığı damlayı deryâ gibi görerek o damla içine girmesi imkânsız olan hakikatleri inkâr etmemeli. Çünkü ebediyen çözülmesi müşkül olan bu muammanın henüz çözüm yoluna adım atan olmamış, çünkü muâmmayı tertip eden hal yolunu bizden gizli tutmuş. İnsanın bu muammayı hallettim demesi, hakikattan fersah fersah uzak olan kendi inancından, kendi iddiasından başka bir şey . değildir. Bu iddia, sahibi için anî bir lezzet, muvakkat bir sevinç hasıl eder; fakat yaratılış muamması olduğu gibi durur.
Reklam
Yalnız bir imandan dahi sayısız belirtiler ve alâmetler zuhur eder. İş onu elde etmekte. Hatta Peygamber Efendimiz Hazretleri hadisle­rinden birinde şöyle buyururlar : Bir adam Cenâb-ı Ha k’a karşı kırk gün ihlâs üzere ibadette bulunsa o ihlâsın feyzi kalbini kaplar, kalbinde hikmet pınarlarının sulan da dilinden akar. Bu hadis-i şerifin yüksek
İnsan maddî gıdasının iyisine, kötüsüne nasıl dikkat ederse, ma­nevi gıdası demek olan fikir bilgilerinin sağlam ve bozuk olanına da öylece dikkat etmelidir. Aldıklarını, bulduklarını midelerine dolduran oburlar sonunda oburluk hastalığıyla hasta, ve bunun da neticesi olarak nasıl dayanılmaz acılara duçar olurlarsa, her gör­düklerini ve her işittiklerini, kıtık yastık doldurur gibi kafalarına dolduranlar da sonunda o mühim ve nâzik or­ganı zedeler ve hasta eder. Mideyi doldurmadan doğan rahatsızlık hafif bir müshil, üç – beş gün kadar bir korun­ma ile geçer. Şayet geçmez de,hastalık, ebedî hayata ma­betle bir hiç olan bu fânî hayatın sona ermesiyle neticele­nirse hiç olmazsa ondan ötesi lekelenmekten ve bozulmak­tan kurtulmuş olur. Halbuki dimağın rastgele doldurulma­sı midenin doldurulmasına benzemez. Mide dolmasının bir müshil ile defi mümkündür, demiştim. Halbuki dimağın gereksiz yere doldurulmasının bin müshil ile define imkan yoktur. Adam Toptaşında mecburen hücreye konur (Aklı­nı kaybedeceği için). Bunun neticesi ise pek vahim yâni ebedî hüsrandır.
Eğer insan tabiatında, onun ayrılmaz bir parçası hükmünde olan, zaman ve mekan kaydına tâbi bulunmayan bir inanç varsa, felsefenin onu da göz önüne alması lâzımdır.
Yâ Râb bana Sen âlemi zindan etme, İdarikimi hem hâlet-i nîrân etme, Mâdem ki iman ile ettin âbâd, İklîm-i dili küfr ile virân etme.
Reklam
Sahte kanaatle çıkıp ortaya Yoksa işin lâf ile kandır beni Boş yere isrâf-ı nefes eyleme, Önce inan sonra inandır beni.
İnsanoğlunun asırlardan beri araştırma ve bu araştırmalarda derinleşme sonucu olarak elde ettiği hakikatlerin esas unsurları semâvî kitaplardır.
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.