Uzun zaman önce yazdığım bir kaç satırdı aşagıda okuyacaklarınız… Rasim Özdenören’in KUYU adlı kitabını okumuştum ve bu cümleleri yazmak gelmişti içimden. Bu seferde yine okuyunca yeniden paylaşmak geldi içimden 🫠
“Hepimizin bir kuyusu var eminim. Eğilip içine doğru bağırıp sesimizin yankilanmasini dinlediğimiz, bazen
içine istemeyerek sevdiğimiz ya da sevmediğimiz
insanlari gömdüğümüz ya da çaresizce bakışları
görüp kurtarmaya çalıstığımız...Kimilerinin kuyuları
korkutur insanı dipsiz bucaksızdır. Kimisi de umutla bakar bi ses bi ışık duyup görebilir miyim diye.
Kuyudan gelen her sesi Yusuf’tan sanar... Yaklaşsın o ses, çıksın o kuyudan tüm dünyaya yayılsın ister.
Kendisine umut olduğu gibi başkasına da umut olsun diye... Ama beklemek, sabretmek, ışık tutmak gerekir kuyuya...Bazen de bağıra bağıra ümit dolu şarkılar söylemek.Tam da şu an elimde fenerim kuyuma ışık
tuttum bekliyorum, sabırla, metanetle... O ses o
Yusuf’tan gelsin diye...