GÖKHAN VE SU
Sabahın köründe ofisine güneş gibi doğan bu güzelliği izlemek, omuzlarının ve bir taraflarının kabarmasına engel olmasını engelleyemiyordu. Onu izlerken engelleyebildiği tek şey dudaklarına yerleşecek küstah gülüşleri oluyordu...
Bütün geceyi ofisindeki ikili deri koltukta geçiren Gökhan, kalktığında sırt ağrılarını geçirmek için
CANDAN
Karanlıktı. Çok karanlık. Daha da karanlık olabilirdi hayatı. Oda zaten karanlıktı. Mevsim bahardı ama sonbahardı. Gece, açık camdan odaya doluyordu. Yatağında bir sağa, bir sola dönüyordu. Uykusuzluk şu sıralar özel bir bağı olan tek olguydu. Telefonuyla oynayabilirdi fakat istemiyordu. Kalktı, açık camdan dışarı baktı. Ağaç yaprakları
Sevgili okurlar, profilimdeki 'Gece Yarısı Yolcuları' isimli her metni ben yazıyorum. Daha doğrusu bir roman olarak yazdım fakat buraya bölüm bölüm ekliyorum. Okursanız beğenmeyi ihmal etmeyin. Umarım beğenirsiniz.
Geleceği tehlikede olabilirdi. Bu adi herif bu sefer gerçekten işini bitirebilirdi. Ağır adımlarla merdivenlerden indiğini gördü. Elinde kırdığı her ne boksa onun parçası vardı. Elleri kan içindeydi ve her merdiven basamağına muhakkak bir kaç damla kan damlıyordu. Gözleri daha da fena kızarmıştı. Duygu az önce yaşadıklarından dolayı şu an daha
Berbat geçen bir gecenin ardından, hiç uykusuz durmanın verdiği zorlukla sızdığı koltuktan kaldırdı kafasını. Birkaç saniye sonra hızla geri bıraktı. Ağrıyan sadece kalbi değildi. Uykusuzluk ve alkolün de yardımıyla başını fena hâlde ağrıtmayı başarmıştı. Gökhan ile aralarında geçen tatsız konuşmayı düşündü. Yattığı yerde sağına soluna dönmekle
MERHABA
Birkaç yıl önce, bir günde okuduğum mükemmel Stefan Zweig kitabı! Pek bir şey yazmayacağım malum kitap çok kısa! Sıkılmadan, günler atlayarak önceki sayfalarını unutmayacağınız akıcılıkta ve heyecanda bir kitap. Sonu beni biraz şaşırttı ben asla kabullenemezdim. Bu da mini minnacık bir belirteç olsun. İyi okumalar!
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022103bin okunma
Kapının sesini duyup, dikkatlice geniş antreye baktı. Fazla alkolden sürekli çişi geliyor ve ihtiyacını gidermek için girişin hemen sağ tarafındaki küçük tuvalete giriyordu. Umursamadı ve iki basamak çıkıp, salona ulaştı. Büyük ve gösterişli chester tarzı koltuğa kendini atıverdi. Kolçakta bıraktığı şişeyi eline aldı ve birkaç yudum içti. Saat