uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. kitapta meliha'nın, şevket ağa'nın, salih'in ve melek'in hikayesi anlatılıyor. hikayelerin konuları: fahişelik, eşcinsellik ve mazoşizm.
kitapta bunca zaman günah gibi saklanılan travmalar, kimseye anlatılamayan ama gülseren hanım'a anlatılmaya cesaret bulunan gerçekler anlatılıyor ve cinsel kimliğimizin aslında çocukluktan inşa edildiğini, gizlediğimiz ve bize yanlış gelen davranışlarımızın temelinin çocukluğa dayandığı mesajı veriliyor.
gülseren budayıcıoğlu'nun okuduğum 3. kitabıydı. diğer ikisi gibi bu kitabını da hayretle okudum. herkesin bir hikayesi var herkesin, herkesten gizlediği bir günahı var. 'her insan bir kitaptır ama okumasını bilene' diye bir söz var ya, bu sözü daha iyi anladım. biz çoğu zaman karşıdaki insanın neler yaşadığını, nelerle mücadele ettiğini, içinde ne savaşlar verdiğini bilmiyoruz, onu okumuyoruz. halbuki yargılamadan anlamaya çalışsak dünya daha güzel bir hâl alacak... çok şey öğrendim bu kitaptan. uzun uzun anlatmayı çok isterim ama belki birgün zamanı geldiğinde okursunuz :')