“‘İllegal’. Bu kelime içimde hafif bir heyecan uyandırdı. Daha doğrusu, konsepti neredeyse rahatlatıcı bulurdum. Çünkü beni korkutan dünyanın legal parçalarıydı. (Onlarda sonsuz derecede güçlü bir şey seziyordum.) İşleyişleri aklımı karıştırıyordu ve o dondurucu, penceresiz odada oturmaya dayanamadım. Dışarısı bir kanunsuzluk okyanusundan başka bir şey olmasa dahi ölünceye kadar oraya dalmanın ve yüzmenin çok daha iyi olacağını düşündüm.”