İlke

İlke
@dogaizitas
Écrire, c'est dessiner une porte sur un mur infranchissable, et puis l'ouvrir. Yazmak, aşılması imkansız bir duvara kapı çizmek ve sonra o kapıyı açmaktır.
“Ayrıca “suçlu psikolojisi” diye bir kavram da var. Tüm hayatımı vicdanım tarafından rahatsız edilerek yaşadım ama aynı zamanda vicdanım sadık bir yoldaş oldu — onunla kasvetimizde oynaşırken her zaman yanımda duran sadık bir eş gibi. Bir de “kirli çamaşırları olmak” diye bir deyim vardır. Benim için o çamaşırlar doğduğum anda kirliydiler ve ben büyüdükçe temizlenmek yerine daha pis ve iğrenç hale geldiler, ta ki her gece milyonlarca farklı cehennemin azabını çekecek kadar kokusu ağırlaşana dek. Öyleydiler öylesine ama (şüphesiz bu dediğim kulağa çok tuhaf gelecek), yavaş yavaş bana kendi kokumdan daha tanıdık gelmeye başladılar. Bu ağır kokuları, açık bir yaranın acısı gibi, fısıltılı aşk protestoları gibi geliyordu.”
Reklam
“‘Parya’ diye bir kelime vardır. İnsan toplumunda bu kelime başarısızları, ezikleri, ahlaksızları belirtmek için kullanılır. Ben doğduğumdan beri kendimi bir parya gibi hissettim ve toplumun da böyle damgalanmaya layık gördüğü biriyle tanıştığımda her zaman derin bir şefkat duygusu hissederim. Şefkatim o kadar derindi ki bazen kendimi ona sessiz bir hayranlık duyarken yakalardım.”
“Belki de “tutkunun” tanımı buydu — birinin, dinleyicisinin fikirlerini görmezden gelme yeteneği.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Onu küçümsedim ve birlikte şehirde dolaşırken arkadaşlığımızdan bile utandım bazen. Ama sonunda onun gibileri bile canıma okudu.”
“Kendimin bile şaşıracağı kadar melankolik ve kasvetli resimler ortaya çıkarmıştım. Fakat bu, benim kalbimin en derinliklerinde saklamaya çalıştığım şeylerin suretiydi.”
Reklam
Reklam
97 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.