Sevgiye inanmadığın doğru değil, anne. Tersine öylesine çok inanıyorsun ki, çevrendeki sevgi azlığından ve bu azıcık sevginin bile hiçbir zaman eksiksiz olamadığından deli gibi acı duyuyorsun. Sevgiden oluşmuş bir kişisin sen. Ama, yaşama inanmıyorsan eğer sevgiye inanmak yeterli mi?
Sayfa 100
Yüreğin, beynin cinsiyeti yok. Davranışların da yok.
Reklam
Kaygı dolu binlerce iğne deliyor yüreğimi, bir yandan da sonsuz sevinçler doluyor içime…
Gerçeklerin en korkuncunu görmedin daha: dünya değişir ve hep aynı kalır.
Babanla yaptığım telefon konuşmasından olacak bu sıkıntım. Unuttuğumu sandığım acı düşünceleri, kapanmış olduğunu umduğum eski yaraları canlandırdı. Aslında yaralar kapandı, izleri bile gözle görülmeyecek kadar hafif, ama bir telefon konuşması yeniden sızlamalarına yol açıyor işte. Kötü havalarda sızlamaya başlayan eski kırık kemikler gibi.
Sayfa 24
"Bütün sorumluluk kadının omuzlarında, acıyı çeken, aşağılanan da hep kadın. Sizinle sevişti diye orospu dersiniz ona. Sözlüklerde bu sözcüğün erkekler için karşılığı yok, yeni bir tane uydurmak da anlambilimine aykırı olur. Binlerce yıldır sözcüklerinize, kavramlarınıza, baskınıza zorla boyun eğdirttiniz bizi. Binlerce yıldır, hiçbir zarara uğramadan gövdelerimizi kullanıyorsunuz. Binlerce yıldır susmaya zorladınız bizi ve ana olmak göreviyle kısıtladınız. Her kadında bir ana ararsınız. Her kadının size analık yapmasını istersiniz; kendi kızınızın bile. Kaslarımızın sizinkiler kadar güçlü olmadığını söylersiniz, ondan sonra pabuçlarınızı boyatmak için bile bizim emeğimizi sömürürsünüz. Beyninizin bizimkinden daha üstün olduğunu söylersiniz, sonra da eve getirdiğiniz aylığın nasıl harcanacağını saptamak için bile zekâmızı sömürürsünüz."
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.