Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doğal olarak talihsizlik ve acının getirdiği bir tutum içindeydiler, ama bıçağın sivri ucunu artık hissetmiyorlardı. Kaldı ki, örneğin Doktor Rieux talihsizliğin asıl bu olduğunu, umutsuzluğa alışmanın umutsuzluktan beter olduğunu düşünüyordu.
Karanlıkta kalarak doktor şöyle yanıtlamıştı; -Eğer mutlak güçte bir Tanrı'ya inansaydı, insanları iyileştirmeyi sürdürmez bu görevi ona bırakırdı. Ama dünyada kimse, hayır kimse, Tanrı'ya inandığını sanan Paneloux bile, böyle bir Tanrı'ya inanmıyordu, çünkü kimse kendini sonuna kadar Tanrı'nın ellerine bırakmıyordu ve bu açıdan Rieux, yaratılışla olduğu gibi mücadele ederek, en azından kendisinin gerçeğin yolunda olduğuna inanıyordu.
Reklam
8/10 puan verdi
Veba Konusu Camus adı çoğu okur için Yabancı romanıyla özdeşleşir. Ancak yazarın en önemli yapıtı aslında "Veba"dır. Keskin bir gözlem gücünün desteklediği arı bir bilinçle Veba, yalnızca çağımızın değil, tüm insanlık tarihinin ortak bir sorununa değinir: Felaketin yazgıya dönüşmesi. Camus'nün hiçbir yapıtında böyle acı bir yazgı, böylesine şiirsel bir dille ele alınmamıştır. "Veba", insanın ve ışığın şiiridir. Bu şiirde renkler alabildiğine koyu, ancak yazarın sesi o denli umut doludur. Beklenmedik bir boyuta ulaşan veba salgını tüm Oranlıları ilkin umutsuzluğa boğar, ardından Doktor Rieux, Tarron ve Grand'ın gösterdikleri dayanışma örneği, başta yetkililer olmak üzere herkese bir güç ve umut kaynağı olur...
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020,2bin okunma
Kaldı ki, örneğin Doktor Rieux talihsizliğin asıl bu olduğunu, umutsuzluğa alışmanın umutsuzluktan beter olduğunu düşünüyordu. Önceleri, birbirinden ayrı düşenler gerçek anlamda talihsiz değillerdi, onların acısında bir aydınlanış vardı, ama o da sönüvermişti. Şimdi onları sokak köşelerinde, kafelerde ya da arkadaş evlerinde telaşsız ve dalgın görüyorduk; bakışları öyle bıkkındı ki onlar sayesinde kent bir bekleme salonuna benzemişti.
"Hiç mi umut yok doktor?" "Öldü," dedi Rieux.
Sayfa 30 - CanKitabı okudu
303 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Oran kentinde farelerin ölmesiyle başlayan, hastalarda farkedilen belirtilerle kendini ortaya koyan zalim veba... Kent karantinaya alınır. Başka şehirlerde sevdikleri olanlar kavuşmanın peşine düşerler. En son umutları, sürekli yapmaktan sıradanlaşmış olan kısa cümleli telgraflar çekmek olur. *Bu arada aramızdan bazıları, yazmakta diretiyor ve
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020,2bin okunma
Reklam
Annesine baktı. Aynı kestane rengi bakış onu şefkat dolu yıllar öncesine götürdü. — Korkuyor musun, anne? — Benim yaşımda artık pek bir şeyden korkulmaz. — Günler iyice uzadı ve ben artık hiç burada bulunamıyorum. — Geleceğini bilince seni beklemek zor gelmiyor. Burada olmadığın zaman da, ne yaptığını düşünüyorum. Haber var mı? —
Tabii. Tanrısız bir aziz olunabilir mi, şimdi aklımdaki en somut soru bu. Birdenbire çığlıkların geldiği yönde büyük bir ışık parladı ve rüzgârın akışıyla anlaşılmaz bir uğultu ikisine doğru yükseldi. Hemen ardından uzakta ışık söndü ve terasların kıyısında bir kızıllık kaldı yalnızca. Rüzgârın bir ara kesilmesiyle belirgin biçimde insanların çığlıkları duyuldu, sonra bir yaylım ateşi ve kalabalığın uğultusu. Tarrou ayağa kalkmıştı ve dinliyordu. Artık bir şey duyulmuyordu. — Yine kapılarda çatışma oldu. — Artık bitti, dedi Rieux. Tarrou bunun hiçbir zaman bitmeyeceğini, her zaman kurbanların olacağını, çünkü düzenin böyle olduğunu mırıldandı. — Belki de, diye karşılık verdi doktor, ama biliyorsunuz, azizlerden çok yenilmişlere karşı bir dayanışma duygusu içindeyim. Sanırım yiğitlik ve azizliğe karşı eğilimim yok. Beni ilgilendiren, bir insan olmak. — Evet, ikimiz de aynı şeyin peşindeyiz, ama ben daha az hırslıyım. Rieux, Tarrou'nun şaka yaptığını sandı ve ona baktı. Ama gökyüzünden inen belli belirsiz ışıkta hüzünlü ve ciddi bir yüz gördü. Rüzgâr yeniden esmeye başlıyordu ve Rieux bedeninin ılık olduğunu hissetti. Tarrou silkindi: — Dostluk için ne yapabilirdik, biliyor musunuz, dedi. — Neyi isterseniz, dedi Rieux. — Denize girmek. Müstakbel bir aziz için bile onurlu bir zevk. Albert Camus Veba,
— Ah işte o! dedi. — Hayır, bu bir önlem. Tarrou yanıt olarak kolunu uzattı ve kendisinin başka hastalara uyguladığı o sonu gelmez iğneyi oldu. — Bu akşam duruma bakacağız, dedi Rieux ve Tarrou'nun karşısına geçip yüzüne baktı. — Ya tecrit, Rieux? — Veba olduğunuz kesin değil ki! Tarrou bir çabayla güldü. — İlk kez tecrit önerisi olmadan bir serum iğnesi yapıldığını görüyorum. Rieux arkasını döndü: — Annemle sizi tedavi edeceğiz. Burada daha rahat edersiniz. Tarrou sustu ve ampulleri dizen doktor yeniden ona dönmek için konuşmasını bekledi. Sonunda yatağa, yöneldi. Hasta ona bakıyordu. Yüzü yorgundu, ama gri gözleri sakindi. Rieux ona gülümsedi. — Uyuyabilirseniz uyuyun. Biraz sonra yine geleceğim. Kapıya geldiğinde Tarrou'nun onu çağıran sesini duydu. Ona doğru döndü. Ama Tarrou sanki söylemek istediği şeye karşı savaş veriyordu: — Rieux, diyebildi sonunda, bana her şeyi söylemeniz gerek, buna ihtiyacım var. — Bunun için size söz veriyorum. Öteki gülümsemeden, iri yüzünü biraz buruşturdu. — Teşekkür ederim. Ölmek istemiyorum ve savaşacağım. Ama savaşı kaybedersem, iyi bir son olsun istiyorum. Rieux eğildi ve onun omzunu sıktı. — Hayır, dedi. Bir aziz olmak için yaşamak gerek. Albert Camus Veba,
387 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.