Bülbülün Kırk Şarkısı /Sana hangi derdimle ağlayayım bilmem ki!
Siz hiç çocukken, sırf hayatta kalabilmek umuduyla nefesinizi tutma çalışması yaptınız mı? "Babam beni gömüp gittikten sonra üstümdeki toprakları atarak dışarı çıkabilirim belki," diyerek...
Böyle bir umuda tuttundunuz mu?
Her zaman derim, "zordur her dönemde kadın olmak," diye. Eseri okuduktan sonra anladım ki en çok o
Nöbetteyken depreme yakalandık Antep’te. Yüzlerce ölü var lütfen dua edin. İlçenin yarısı yok oldu. Gaziantep ve çevresindeki tüm sağlıkçıları yardıma bekliyoruz. Biz nöbete devam ediyoruz.Dinlenecek vaktimiz yok
Merak eden nasılsın diye soran arkadaşlar olmuş, çok şiddetli bir deprem yaşadık o anı anlatamam şok içindeydim, hala da öyleyim ama yazmak belki iyi gelir diye yazıyorum. Deprem sırasında sadece Allah ve bitmiyor diye bağırdığımı ağladığımı hatırlıyorum, çok ama çok kötüydü, evden nasıl çıktık bilmiyorum. Bir parkta arabada beklerken karşımda yıkılmış bina insanların bağırışları ile sabah oldu. İyiyiz diyemiyorum ama çok şükür hayattayız, daha güvenli bir yerde Antep'ten çıkmak için bekliyoruz. Yollar kötü durumda, havaalanları dolu, bilet bulmak çok zor. Sarsıntılar devam ediyor, dualarınızı eksik etmeyin nolur.
Ve bu olaydan sonra insan aslında ne kadar aciz olduğunu anlıyor, daha önceki dert ettiği şeyler, küslükler o kadar saçma geliyor ki. 7 yıldır konuşmadığım eski bir arkadaşım merak etmiş başka arkadaşlarımdan sorarak nasıl olduğumu öğrenmeye çalışmış, adını duyunca hıçkıra hıçkıra ağladım. Hayat kırgınlıklar, küslükler için çok kısa, bunu acı bir şekilde öğrendim. Siz bunu anlamak için böyle kötü bir olay yaşamayı beklemeyin.
Ben fazla haber okumamaya görüntü izlememeye çalışıyorum ama etrafımızdan hep kötü haber geliyor, Rabbim enkaz altında kalan kardeşlerimize yardım etsin, anasız babasız kalan yavrularımıza yardım etsin. Keşke dua etmekten başka bir şey elimden gelse. Ama biz de bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyoruz.
Düşünen, soran, yardım etmeye çalışan, dua eden herkesten Allah razı olsun. İyi ki varsınız.