Dua eden adam bilir ve dua ile bildirir ki; birisi var, onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder, onun eli herşeye yetişir.
İstanbul
Hindistan’da sürene kadar Napoli’nin trafiğine kötü derdim. Hindistan’ınkini gördükten sonra daha kötüsü olmayacağına kanaat getirdim. Ama daima daha kötüsü vardır. Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan tarihi büyük şehir İstanbul’un trafiği, motorlu taşıtların çılgınlığını yepyeni bir boyuta taşıyor. Şimdiye kadar geçtiğim en kaotik şehir olabilir. Neden kimsenin bisiklete binmediğini anlamam uzun sürmüyor.
Şehrin doğusundan batısına gitmek Boğaz’ı geçmek anlamına geliyor. Sadece iki köprü var ve ikiside sadece motorlu taşıtlara açık. İstanbul’da otoyoldan gidip de sağ kalırsanız, imana gelme deneyimini de yaşayabilirsiniz. En sadık ateist bile, öfkeli köpeklerle zıvanadan çıkmış trafiğin arasında yolunu bulmaya çalışırken hayatı için dua edecektir.
Sayfa 197
Sonunda dayanamayacak kadar acıkınca, benden dua etmemi istiyorlar. Bende bazen ediyorum." Ellerini kıvrık dizlerinin çevresine sardı, onları kucakladı, bacaklarıni kendine doğru çekti." Başlangıçta işler böylece çözümlenir sanmıştım. Bir dua patlatirsin, bütün dertler sinek kağıdına yapişan sinekler gibi o duaya yapişir, dua uçar gider, dertleri de birlikte götürür. Ama artık öyle olmuyor.
Yürüyorum geçmiyor.
Müzik dinliyorum geçmiyor.
Geziyorum geçmiyor.
Gülüyorum geçmiyor.
Dua ediyorum geçmiyor.
Geçmesi için zaman var dediler.
Oysa farkında değiller.
Ben bu zamanın içinde kayboluyorum..
Bu dua bizim için olsun(: Çok Amin:)
Rabbim! Beni, annemi ve babamı, mümin olarak evime girenleri, bütün iman etmiş erkek ve kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helakını artır.
