bazı fiillerin her iki hali de güzeldir:
• sevmek-sevilmek
• hatırlamak-hatırlanmak
• bağışlamak-bağışlanmak
güç olan ilkiyle yetinmektir.
Bağışlamak unutmaktır, unutmaksa vazgeçmek.
suçtan ve suçludan: geçmişten...
Lâkin vazgeçmek mangal gibi değil, su gibi yürek ister.
Dücane Cündioğlu
Sonradan görmek, sonradan tatmak, sonradan yaşamak olumsuz bir şey değildir; asıl olumsuz olan, kişinin, gördüklerini, tattıklarını, yaşadıklarını lâyıkıyla hazmetmeden onları birer gösteriş kusmuğu hâlinde dışarıya çıkarmasıdır.
Sonradan görme, gösterirse görür, gösteremezse ölür. Bu yüzden çevresindekilerin üzerine kusmak zorundadır. Çaresizdir. Kimse yazgısından kaçamaz.
Dücane Cündioğlu
İnsan ruhu inceldikçe (algı kapasitesi arttıkça) daha küçük daha narin daha zarif şeylere eğilim duyar. oysa eğitimsiz kaba ve küçük ruhlar haz alabilmek için daima kocaman geniş büyük devasa iri şeylere yönelirler: büyük yapılar, büyük takılar, büyük arabalar, büyük hedefler…
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu okuyan her okur ; onun ne kadar ince ve üstü kapalı mesajlar verip kişiyi düşünmeye ve tefekküre davet ettiğini bilir . Onun yazdığı her bir söz , diğer yazarlardan farklıdır zira o ; sözü her manaya gelen anlamıyla okuyucusuna sunmaz “ her anlama gelen söz hiçbir anlama gelmez “ der .
Okuyucuyu zihninin çeperlerini zorlamaya davet eden, derya içreyken deryanın farkında olmaya çağıran düşünsel bir yol haritası. Motto'yla her durağında durup uzun uzun düşüneceğiniz bir yolculuğa çıkacak, insan olabilmenin mutlak koşulu olan yolda olma deneyimine farklı bir pencereden bakacaksınız.
Hakikatin boyutları olmaz. Ne hacmi, ne eni, boyu ve derinliği vardır hakikatin. Ölçülemez. Hesaplanamaz. Niceliğe indirgenemez. Sadece kavranır ve bir bütün olarak yaşanır...