Ölümün Dört Rengi

Dücane Cündioğlu
"Ufka dikin gözlerinizi, bakın, ustamız Hızır bizi bekliyor, iki denizin birleştiği yerde... günahların tam da ortasında... O hâlde, Yusuf gibi, dünyaya sırt çevirelim de varsın gömleğimiz arkadan yırtılsın! Kıyamet günü Münker'le Nekir'e gösteririz, 'tek hayırlı amelimiz bu!' deriz; 'Biz dünyayı değil, sadece onu sevdik! Sakın zahire bakıp aldanmayın, yüzümüzün karalığı sevgiliye ihanetten değil, balçık deryası içindeki hayâline bir ömür boyu secde etmekten...'"
127 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

127 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Behey Yunus sana söyleme derler/Ya ben öleyim mi söylemeyince
Kitap, "Kendimin peşindeyim. Kendimin, yani hakikatin. Hakikatimim." diye başlar. Peki nedir insanoğlunun en büyük hakikati: 'ölüm'. İki tür ölüm vardır: Doğal ölüm (mevt-i tabi) Bir de isteğimize bağlı ölüm: Mevti iradî . Yani "ölmeden ölmek." Dücane Hoca; bize bu ikinci tür ölümü, renklerin
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
L'amité est avant tout certitude.
"...Bayrakları değil insanları seviyorum." Sait Faik Abasıyanık Fatih'in türbedarı Amiş Efendi diyor ki "Ben namazdan ziyade namaz kılanı severim." Van Gogh ise " müziğe kulak verecek yerde müzisyeni seyretmeyi yeğlerim." diyor. Demek insana bir hasretlik var. Hasretlik. Bundan bahsetmişken fıtrattan söz etmemek
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma
127 syf.
8/10 puan verdi
Bir programda Dücane Cündioğlu "Ben söyleyeceğim bir şeyi muhatabımın seviyesine göre belirlemem kendi seviyeme göre belirlerim. Yoksa vermek istediklerimi veremem" der. Aynen öyle de Onu anlamak için felsefi bir birikime sahip olmak gerekiyor diye düşünüyorum. Yoksa Anlaşılması çok zordur. Açıkçası Dücane Cundioğlu gibi bir yazarı
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma
127 syf.
9/10 puan verdi
Kırmızı Beyaz Yeşil Siyah
Hak ehlinin mirasıdır bize, ölmeden önce ölmek. Ölebilmek. Hakikat ehlinin. Ehl-i hikmetin. Kendi ellerimizle, kendi irade ve ihtiyarımızla ölümü seçmekle emrolunduk. Hz. İnsan hâline gelebilmek için ve dahî mânânın ışıltısıyla yanmak uğruna maddenin çamurunu gönül aynasının üzerinden silmekle görevlendirildik. Sonra unuttuk. Unuttukça ve unuttuğumuz için unutulduk. Terkedildik. Ölmeden önce ölmeyi bilmediğimiz için. Ölemediğimiz için. Uyanamadığımız için. Ölümün renkleriyle boyanmadığımız, ve dahî boyanmak gerektiğini bilmediğimiz için.
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma
127 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Su gibi akıp giden bir kitap.
Uzun bir yolculuğa çıkarken "yol da okurum" diyerek çantama attığım bir kitap. Başlıkta söylediğim gibi , cümleler bir bir suya dönüşüp insanın zihninde dolaşırken gönlü'de serinletiyor sanki. Hemen bitirip yolun geri kalanında eli birakılmış bi çocuk gibi hem sıkıldım hem de yalnız hissettim. Hayatınız da her neyi sonlandıramıyorsanız , yeni bir başlangıç yaptıracak kitaplardan biri , sadece tavsiye etmiyorum , elimde olsa okumanız için ikna ederim. Çünkü bu kitap beni ikna etti.
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma
127 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Oldum olası bu yazarı kıskanırim. Resmen içimdeki BEN'i alıp sayfalara yazmış. Bir çok eserini okumama rağmen. Onun cümlelerine özlem duyarım. Her okuduğumda bir deneme dökülür dilden....ve bu sefer yine izinsiz girdi hakikatimin bahçesine. O bahçeye renkler bezemisti dört etrafı . Kapısına masumiyeti kitlemişti. Ve renklerin içine beni,
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma
127 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı okurken ve hatta bitirdikten sonra da kafamda sürekli şu hadisi şerif yankılandı; “Ölmeden önce ölünüz.” Evet diyebilirim ki bu kitap baştan sona bu hadisi açıklamak, manasına inmek, içerisinde derinleşmek için yazılmış. Kitabın önsözünde yazar, kendimle aramdaki mesafeyi kapatmak zorundayım , diye başlıyor. Peki ama nasıl bir mesafe? Bu apaçık insanın kendine yaptığı bir sitem değil mi? İnsanın kendisiyle arasındaki en büyük mesafe gerçekleri yok sayması olabilir mi? Belki de kaçtığımız en büyük gerçektir ölüm. Ölümle tanışmak, hakikat yoluna bir göz atıp, kendimizle aramızdaki mesafeyi kapatmak için ilk adım niteliğinde olabilecek bir kitap.
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Sosyal medyada ilgi avcılığı yapan cümleleri dışında yazarın ilk okuduğum kitabı. Biraz felsefe, biraz tasavvuf, biraz kültür sanat, bazen kur'an meali, çokca da kişisel hüküm ve beyanlar içeriyor. Derin konuların etrafından şöyle bir dolaşıp, sonunu kişisel yargılarına bağlamasaymış bile, yine de bir parça ve mantık bütünlüğü sağlanmazmış sanki.. Birkaç kelime etimolojik olarak incelenmiş ve sonunda farklı anlamları olduğunu görüyoruz, bunlar ilgi çekebilir, Bunun dışında gereksiz sıçramalarla zihinde oluşturmaya çalışılan manayı ve fikri kaybediyorsunuz. Yazar, hazır kitap yazmışken dünyayı nasıl gezdim, kimleri gördüm, 1800'lü yılların amerikan gazetelerinin olduğu arşivimi de araya sıkıştırayım, neyim var neyim yok hepsini dökeyim de görsünler, tavrı içinde sanki.. Kitapta kibir ve gurur yerden yere vurulmasına karşın bu bahsettiğim durumlardan ötürü, ikisinin de kokusunu rahatlıkla alıyorsunuz. Kaldı ki, bence gurur bu dünyadaki en muhteşem olgulardan biridir. Tüm insanlığı kurtaracak olan şeydir. Eşrefi mahlukata yaraşacak olan en güzel süsdür. Diğerlerini bilmem, ama bir müslüman vakarlı ve gururlu olmalıdır bana göre. Yani kötüleyecekseniz giyinmeyin. Yazarın kendisinin de dediği gibi; herkes kendi şeytanını taşlasın önce.. Tek kelime tek kelime şeklindeki cümleler ise kitabı şiirimsi sayıklamalar kategorisine çekmiş. İçerikle tezat oluşturan bir yazma tavrı bana göre. Nihai olarak, boş bir ikindi sonranız varsa okuyun, öğrenilebilecek iki kelime bile çıksa yanınıza kârdır..
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma
127 syf.
9/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Dücane Cündioğlunun okuduğum üçüncü kitabı diğer iki kitabını da (Cenab-ı aşk ve Hz. İnsan) beğenmiştim. Ancak bu apayrı. İnsan kendiyle ölümle tanışmalı yakınlaşmalı. Ölümün dört rengini de size anlatan kitap aslında ölmeden önce ölünüz tavsiyesi üzerine sizinle sohbet ediyor. Tek solukta okunacak bir kitap. Kesinlikle okunmalı, ders çıkarmalı, okutulmalı..
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
“Noksan olmayaydın âlem noksan olurdu; senden, senin eksiklerinden, noksanlarından, yetersizliklerinden mahrum kalırdı. Düşmedikçe kalkamazsın, Günah işlemedikçe tevbe edemezsin. Sözün özü, bağışlamadıkça bağışlanamazsın.” Aklımla dalga geçti resmen.
Ölümün Dört Rengi
Ölümün Dört RengiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 20101,193 okunma

Yazar Hakkında

Dücane Cündioğlu
Dücane CündioğluYazar · 37 kitap
İstanbul, Üsküdar'da doğdu. Siyasal olaylar içinde yer aldı. Bu eylemler nedeniyle on sekiz yaşına varmadan iki kez hüküm giydi; siyasi tutuklu olarak cezaevine girdi ve dört yıla yakın cezaevinde kaldı. İlk yazıları, Hergün gazetesinde Taş Medreseden Mektuplar adıyla yayımlandı. Arapça, İngilizce, Almanca, Fransızca, İbranice öğrendi. Öğrendiği tüm dillerde yoğun okumalar yaptı. 1980'den cezaevinde başladığı yazı hayatına, çeşitli dergi ve gazetelerde makaleler yayımlamak suretiyle devam etti. 1985 yılından itibaren yayıncılıkla meşgul oldu ve birçok yapıtın redaksiyon heyetinde yer aldı. Yeni Şafak gazetesinde on üç yıl boyunca sürdürdüğü köşe yazarlığını 5 Şubat 2011 tarihinde sonlandırdı. Büyükada'da inzivaya çekildi. 2 Nisan 1980’den itibaren yayımlamaya başladığı ilk yazıları kendisinin mantık, dilbilim, yorumbilim (hermeneutik) gibi disiplinler aracılığıyla kavramaya çalıştığı geleneksel dinî bilimler ve bu bilimlerin modern eleştirileri üzerinedir. Daha sonra yakın tarih bağlamında din ve bilim, din ve siyaset ilişkilerini ele alan incelemelerinin yanı sıra bazı monografiler yayımlamış, felsefe, teoloji, psikoloji, tasavvuf, tarih, edebiyat, çeviri, sanat, mimarlık, sinema gibi farklı alanlarda uzun yıllar içerisinde kaleme aldığı felsefi denemelerini de sonradan kitaplaştırarak yayımlamıştır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.