Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bundan sonra insanlık yeni bir sürece geçiş yapıyor. Geri dönüşü olmayan bir süreç. Düğmeye basıldı. Tek tip insan modeli, tek tip dünya modeli, tek tip millet, tek tip dil, her şeyin tekleştiği bir süreç. Herkesin birbirine benzetilmeye ve tek tip bir insan modeli oluşturulmaya çalışıldığı süreç: Düşünemeyen, üretmeyen, hantal hantal oturan, egemenlere başkaldıramayan, doğurmayan, evlenmeyen, nereye bu gidiş diye soramayan, ahlaki anlamda tamamen dejenere olmuş, özetle her anlamda mankurtlaşmış bireyler, yani modern köleler. Boynunda somut bir tasmanın olmadığı, fakat soyut tasmanın zihnin dahi prangalara vurduğu insanlar yığını.
Bir toplum, geçmişte çekilen acıları hatırlamaz, yapılan hataları değerlendiremezse aynı acıları çekmeye mahkumdur. Tarihini doğru okumayan kuşaklar, gün gelir o tarihi başkalarından dinlemek zorunda kalırlar.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
1980 sonrasında iktidara gelenler Cumhuriyet'in ilk kuşaklarının dış borçlanmaya karşı soğuk tavırlarını hata olarak görüler. Bu çerçevede dış borçlanma, yap-işlet-devret gibi Osmanlı'nın başvurup da iflasa kadar gitmesine yol açan yollara yeniden ve büyük bir hevesle girdiler.
Sayfa 149Kitabı okudu
"Herakleitos, somut düzeyi bütünüyle yadsımaya yönelmiştir; evrenin bileşenleri bir süreç, akış ve de onu düzenleyen ve modelleyen bir yapı, logos'tan oluşur. Herakleitos, çığır açan ve daha yüksek bir soyutlama düzeyini kavrayan ilk kişi olmuştur."
Osmanlı İmparatorluğu başlarda kapitülasyonları, maddi bir yarar karşılığı (haraç, vergi vb) verirken sonraları bu maddi karşılığı aramadan karşılıksız vermeye başladı. Çünkü bu kapitülasyonların ekonomiye yararlı olduğu düşünülüyordu: İthalat, pazarda mal bolluğu sağlamak açısından yararlı görülüyordu. Bu zihniyet çerçevesinde Osmanlılar, ticaret imtiyazlarını yani kapitülasyonları imparatorluk için yararlı saymakta; imparatorluğun çıkarına olduğu gerekçesiyle bu tür imtiyazları merkantilist Avrupa ülkelerine seve seve tanımaktaydı."
Sayfa 124Kitabı okudu
“Kafelerde oturan, araba kullanan modern insanın, Afrika’da zorlu bir süreç yaşayan avcı-toplayıcılardan daha üstün bir zekaya sahip olduğu yönündeki fikirlerimizden kurtulmamız gerek. Karışık beslenen evcil türlerin hayatı o kadar kolaylaştı ki beyinleri için daha az enerji kullanıyorlar. Eğer medeniyetin bizi ne kadar çaresi ve bir şeylere bağımlı bir sürü haline getirdiğine dair bir şüpheniz varsa, sadece etrafınızdaki dünyaya bir bakın.”
Reklam
Demokrat Parti iktidarına son veren 1960 askeri darbesi ilginç bir darbedir. Kimilerine göre devrimci bir atılım, kimilerine göre halkın yönetimine indirilmiş bir tokattır. 1960 darbesi gerçekte, Demokrat Parti'nin Marshall yardımıyla başlayan Amerikan hegemonyasına girmiş ekonomi çerçevesine karşı asker sivil aydınların yaptığı bir darbedir.
Sayfa 144Kitabı okudu
Küreselleşme dört aşamada gelişti; 1. İlk olarak küresel savaşlar başladı. Eskiden bölgesel olan savaşlar 1. Dünya savaşı ve özellikle 2. Dünya savaşı ile birlikte bütün dünyayı kapsadı. 2. İkinci aşamada ekonomi küreselleşti. Sermaye hareketlerinin bütün dünyada serbest bırakılması kapitalizmi küresel bir sistem haline getirdi. 3. Kapitalizmin küresel sistemin uygulama modeli haline gelmesiyle birlikte kültür alanında da bir küreselleşme yaşanmaya başlandı. Kapitalizmin doğup büyüdüğü yer olan Batı dünyasının modası, yaşamı yorumlayışı, yiyecekleri, içecekleri, müzikleri bütün dünyaya egemen oldu. 4. En sonunda da krizler küreselleşti. Sermaye hareketlerinin bu kadar serbest kalması finansal hastalıkların bir ülkeden ötekine kolayca bulaşmasına yol açtı. Bu gelişmeler eski dünyanın yerel, bölgesel krizlerini küresel düzeye taşıdı.
Sayfa 150Kitabı okudu
Sürekli piyasaya sürülen yenilikler, akıllı telefonların daha akıllı hale gelmesine, televizyonların gelişmesine, beyaz eşya ve otomobile yeni eklemeler yapılmasına yol açtı. Bu yenilikler, insanların eskisine göre kullandıkları araçları daha çabuk değiştirmelerine ve giderek bütün dünyanın bir tüketim toplumu haline dönüşmesine neden oldu. Eskiden bozulana kadar kullanılan eşyalar günümüzde, yeni çıkanlarda sadece ufak tefek değişiklikler bile olsa, değiştirilmeye başladı.
Sayfa 144Kitabı okudu
Dünya kişiyle her an karşılıklı ilişki içindedir. Dünyayla benlik arasında ve benlikle dünya arasında kesintisiz bir diyalektik süreç süregider; bu iki kutuptan her biri diğerinin varlığına delalet eder ve bunlardan birinin yoksanışı her ikisinin de anlaşılmasını olanaksız kılar. Bu, yaratıcılığın hiçbir zaman öznel bir görüngü olarak sınırlandırılamayacak olmasının nedenidir; yaratıcılık asla basit bir biçimde kişide olup bitenlerin terimleriyle incelenemez.
Sayfa 98 - MetisKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.