Çocuğunuzla Estetik Hakkında Konuşmak için Üçüncü Yol
3. Arnold Lobel tarafından yazılan The Great Blueness and Other
Predicaments'i okuyun. (Tüm yaşlar için)
Bu hikaye dünyaya renk katan bir sihirbazla bu sihirbazın komşularını etkilemesini anlatır. Bu hikayeyi yüksek sesle okurken çocuğunuzdan en sevdiği rengi çizmesini isteyin. Daha sonra senin favori rengin nedir diye sorun. Bu renkte neyi seviyorsun?Sana hissettirdiği bir duyguyu mu hissediyorsun? Dünyada hiçbir rengin olmadığı bir zaman var mıdır? Sence renkler nasıl meydana geldi? Eğer bir şey kırmızıysa aynı zamanda mavi olabilir mi? Yeşil, mavi ve sarının karışımından mı meydana gelir? Eğer öyleyse yeşil sadece sarı ve mavi midir yoksa kendi naşına bir renk midir? Nesneler farklı ışıklarda farklı renge mi dönüşür?
Aşağıdaki nesnelerin gün içinde ve gece hangi renk olduklarını düşünün.
*Çimenler
* Lale
*Odadaki halı
*Saçların
*Kar
Bazı renkleri diğerlerinden daha fazla mı seversin?
Bazı renkleri tercih etmemizin sebebi renkle mi ililidir yoksa senden mi kaynaklanır? Nesnelerin renkleri değişir mi yoksa bizim onları görme şeklimiz mi değişir? Renk, gördüğümüz desenlerdeki bir şey midir yoksa içimizdeki bir şey mi? Renklerin gerçek olduğunu ya da olmadığını düşündüren nedir? Dünya farklı renklerden meydana gelmiş olsaydı daha farklı mı olurdu?
Sayfa 205Kitabı okudu
Sarah J. Maas son dönemlerin en sevilen yazarlarından biri. Ben de Cam Şato serisinin ilk iki kitabını okuyup çok sevdim ama henüz devam edemedim. Bu serisini ise 
Şule o kadar çok övdü ki okumasam olmazdı. İyi ki övmüş bu kadar, iyi ki okumuşum.
.
Öncelikle kısaca konusunu anlatıp sonra düşüncelerimi paylaşacağım. Feyre annesine verdiği bir söz yüzünden tüm ailesinin yükünü sırtlamış avcılık yaparak onları geçindirmeye çalışan bir kızdır. Bir gün ava gittiğinde gördüğü kurtu öldürür ve o peri kurtun arkadaşı tarafından rehin alınmasıyla tüm hayatı değişir. Konusunu spoiler vermeden sadece bu kadar anlatabiliyorum. Ama emin olun bunun çok daha derin ve düşünülmüş halini okuyoruz kitapta.
.
Öyle güzeldi öyle sevdim ki kitabı düşüncelerimi nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Öncelikle kitabın özellikle ikinci yarısı o kadar iyiydi ki gözümü kırpmadan heyecanla okudum. Bunun en büyük sebebiyse Rhysand'dı. Olayların ilerleyişi, tahmin edilemez oluşu, yaratılan dünya gerçekten mükemmeldi. Benim kitap için tek eleştirim ilk 200 sayfada konuya tam bağlanamamış olmamdı. Ama sonrası her şeye değdi...
”Şu dünya bir dağ gibidir.
Ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir.
Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır.
Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et.
Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak.
Senin gönlün değişirse dünya değişir.”
Şems-i Tebrizi